27 Kasım 2012 Salı

Yengemiz geldi, emaneti hazır mı?


Bu köşenin müdavimleri biliyor ki, Ali Pekmezci yazılarında kolay kolay özele inmez.. Ama bir siyasetçinin görev yaptığı kuruma kadar yansıttığı özel ilişkisi varsa ve bu da haksız kazanç ile birlikte anılıyorsa değinmeden geçilemez.. Gönül ve rant ilişkisinin birlikte yürütülüyor olması İSKİ ve Ankara Büyükşehir Belediyesi örneğinde olduğu gibi Adana Büyükşehir Belediyesi'nde de haberdir, yoruma açıktır..
Konu başlığımız şu;
Bir Büyükşehir Belediye Meclis üyesinin sevgilisi emanet usülü işlerle gönendiriliyor.!
Belediyenin çeşitli dairelerinden sırf bu bayana teslim işler imal edilip, "Al yenge, helalı hoş olsun.." deniliyor.. Fatura kesimi ve tahsilattan sonra para tek taraflı mı harcanıyor, yoksa bölüşülüyor mu, orasını bilemem.. Tek gerçek, bir meclis üyesinin sıfatını ve oy gücünü kullanarak sevgilisine rant sağladığıdır..
Biliyorum isim istiyorsunuz;
Veremem..
Çünkü elimde belge olmadan böyle hataya düşmemi beklemeyin.. Ancak bu çarpık ilişki belediye koridorlarında ve mecliste ağızlara pelesenk olmuş durumda.. Meclis üyeleri bu meslektaşlarının kim olduğunu gayet iyi biliyor, dedikodusunu dahi yapıyor.. Hatta odacılar, çaycılar bile "Meclis üyesinin sevgilisi müteahhit bayan yine buralardaydı.." diye fısıldaşmaktan çalışmaya vakit bulamıyor..
Bu meclis üyesinin alenen imar dosyaları takipçiliği yaptığı da biliniyor.! 
Hatırlarsanız bir meclis toplantısında Zihni Aldırmaz, "Bu imar değişikliği meclisten geçerse birilerinin kapalı kapılar ardında iş bitirdiği belgelenmiş olur.." diyerek tepki koymuştu ya.. İşte bu meclis üyesinin adı o dosyada da geçiyordu..
Aldırmaz'ın kastettiği isim, sanırım o idi.!
Dolayısıyla, söz etmişken Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz'ın bu konudan haberdar olup olmadığını da sorgulamamız lazım.. Haberdar olmayıp ta şimdi buradan öğrendiyse gereğini yapacak mıdır.? Yoksa, Zihni Bey aldırmazsa bu iddianın izini sürecek devletin ilgili makamları mutlaka çıkar.. Adana polisi takip ettiği dosyalar ve gerçekleştirdiği operasyonlar sayesinde en az meclis üyeleri kadar belediyeyi yönetecek bilgi ve birikim kazandı..
Ama normaldir be..
Ben kızmıyorum, siz de sukunetinizi koruyun..
Akıllı uslu seyredin..
Zira Büyükşehir Belediyesi'nde Aytaç Durak, Mustafa Tuncel, Mahmut Çelikcan, tekrar Mustafa Tuncel ve Zihni Aldırmaz dönemleri yaşandı.. Adana 3,5 yılda beş belediye başkanı gördü.. Üç genel sekreter, onlarca daire başkanı geldi geçti.. Memurlar görev yerleri değiştirile değiştirile kaytansız fırıldağa döndü..
İmar rantları.. 
Adrese teslim ihale iddiaları, 
Haksız uygulama feryatları bu belediyede hiç eksik olmadı..
Doğal olarak Büyükşehir koridorlarında çalışanlardan çok Adana Emniyet Müdürlüğü Organize Şube elemanlarının ayak izi var.!
Bu yüzden derim ki, A'dan Z'ye kokuşmuş bir kurumda yengeye çekilen kıyağın lafı olmaz..

25 Kasım 2012 Pazar

Terör ve uyuşturucu kol kola, Adana kendi havasında..



Geçtiğimiz hafta uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele konusunda her şeyin devletten beklenmemesi gerektiğini; aileler, yerel yönetimler, odalar ve sivil toplum kuruluşlarına da büyük görev düştüğünü vurgulamıştım.. Konunun en dikkat çekici yanlarından biri de gerek terörde gerek uyuşturucu meselesinde daha çok eğitim düzeyi düşük ailelerin çocuklarının kurban seçiliyor olması..
11-12 yaşına kadar inen uyuşturucu kullanımı bu ülke için ne kadar tehlike oluşturuyorsa, bölücü terör örgütünün varoşlardaki fakir aile çocuklarını kullanması da geleceğimiz açısından o kadar tehlike oluşturuyor.. Ha çocuklarımız uyuşturucuya bağımlı hale getirilerek zehirlenmiş, ha devlete karşı isyanda en önde kalkan olarak kullanılarak uyuşturulmuş.!..
Bir adım ötesini de, o yazımdaki eksiğimi tamamlayan Vali Coş dile getirdi..
Uyuşturucu ve terör belası kol kola.!
Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, TRT Haber’de uyuşturucu ticareti yapanlarla ile terör örgütünün kol kola işbirliği içinde olduğunu; aralarındaki bağlantıya ilişkin Adana’da da kendilerine somut bilgiler ulaştığını ifade etti..
-         Uyuşturucu satıcılarının terör örgütü yöneticileri ile bağlantı ve işbirliği halinde olduklarını biliyoruz.. Bunlar uyuşturucu ticaretini ve naklini kolaylaştırmak için terör örgütünün sokak eylemlerini körüklüyorlar.. Terör eylemleri ya da uyuşturucu madde ile çocuklarımızın geleceğini karartmak isteyen, çeşitli örgütsel çıkarları için çocuklara zulmedenlere karşı duyarlı vatandaşlarımızın, ailelerin ve STK’ların tepkilerini daha yüksek sesle dile getirmesi gerekiyor..”

Adana Valisi, o konuşmasında “Kamuoyunun yeterince bu konuya eğilebildiğini söylememiz mümkün değil..” diye bağırdı, koca Adana’dan bir tık dahi çıkmadı.. Hem de hangi gün biliyor musunuz; stratejik öneme haiz Dünya Çocuk Hakları Günü’nde.. Hani Adana’da bir tek etkinlik dahi yapılmayan, kimsenin hatırlamadığı gün.(!)
Umarsızlıkta, hazırlop’çulukta, her şeyi devletten beklemekte üstümüze yok.. Uyuşturucu belasını kaleme aldığımda da, bir Allah’ın kulu çıkıp “Haklısınız.. Mücadele noktasında bize düşen nedir.?” diye sormadı..
Kamuoyunun ilgi alanında ne var.? Siyaset dedikoduları, kim başkan olacak, arabamı değiştirsem mi, kim nerede yemek yedi, Ziyapaşa’da kim kimle kol kola geziyor,.!
Rutinde boğulurken, Adanalı ayrıntıyı kaçırıyor..
Geleceğini yitirmektesiniz, hanımlar beyler..
Eylemlerinde kullanacak sayıda yetişkin eleman bulamadığı için sokak gösterileri, taş, molotof atma gibi eylemler için varoşlardaki fakir aile çocuklarına yönelen PKK, onları zehirlemek suretiyle de varlığını sürdürürken Adana’nın sivil dinamikleri seyretmekle yetiniyor.. Belediye Başkanları, siyasi partiler, ADASO, ATO, ATB, Organize Sanayi, sivil toplum kuruluşları sorumluluk almıyor, umurlarında değil..
Zaten bu Adana değil midir, dönemin Adana Valisi İlhan Atış “Çocukları teröre karışan ailelerin yeşil kartını iptal edelim..” dediğinde, BDP Van milletvekili Özdal Üçer’in devletin valisini açık tehdidine sessiz ve duyarsız kalan.!
Çocuklarımıza sadece devletin eli sevgiyle uzanıyor..
Toplumsal barış ve kardeşliği amaçlayan “Sevgiye Uzanan Eller” projesi kapsamında bu yıl 4 bin çocuk kültürel, sanatsal ve sportif aktivitelere dahil edildi.. Böylece toplam rakam 12 bini geçti.. Vali Coş’un açıklamasına göre projenin uygulandığı dezavantajlı mahallelerde sokak gösterileri ve suç oranları son derece azaldı.. Sayesinde güzel neticelere ulaşılan projeye maalesef sınırlı sayıda hayırsever destek verdi..
Bu yüzden yetmez.. Çünkü;
Sorun tamamen devletin ve onun valisinin himmetine terk edilmiş..
Yolda gördüğü her gariban çocuğa sarılıp kucaklayan Vali’den almamız gereken ders çok da, mesele o dersi alabilecek kent olmayı başarabilmekte.. Gündelik kaygıların peşine düşmüş Adana, barış içersinde ortak yaşama dönük, prestijli geleceğini göz göre göre elinin tersiyle itiyor.. Üstelik Vali Hüseyin Avni Coş’un net uyarılarına rağmen.. Fırsat varken..
Coş gider biz kalırız;
Sorun da bizimle birlikte kalır.!


22 Kasım 2012 Perşembe

Kayıt skandalında hukuksal süreç başladı



Adalet ve Kalkınma Partisi Seyhan İlçe teşkilatının 947 Cumhuriyet Halk Parti üyesini partilerine kaydetmesinin Adana’da yarattığı şok devam ediyor.. Gerek AK Parti gerek CHP çevreleri şaşkınlıklarını korurken, ana muhalefet partisi cephesinde hak arayışı için düğmeye basıldı..
CHP yönetim kadrosunda bulunanlarla, bu partinin gençlik ve kadın kolları üyesi olmalarına rağmen AK Parti’ye kaydedilenler önce AK Parti Seyhan İlçe’ye başvurup kaydının kimin tarafından yapıldığını ve referansının kimliğini sorguluyor.. Bu bilgiler ışığında hazırlanan “Bilgim ve iradem dışında bir başka partiye kaydım yapılmıştır.. Bu nedenle CHP üyeliğine yeniden kabulüm için gerekli işlemin yapılması..” şeklindeki dilekçeler toplanarak yargı yoluna gidilecek..
CHP örgütleri bu konuda örnek bir tavır da sergiledi.. Siyasi malzeme ve polemik haline getirmeyip sadece hukuksal süreci işletmeyi tercih ettikleri için tebrik ediyorum..
Tabii ki bu noktada AK Parti Seyhan İlçe Başkanı Kasım Pamuk ve yöneticiler bir oldukça sıkıntılı.. Bir yandan habersiz nasıl üye yapıldıklarını sormak için gelen CHP üyelerinin tepkisiyle karılaşırken, bir yandan da kayıt skandalının kamuoyuna yansımış olması nedeniyle zor durumda kaldılar..
Meselenin perde arkası, şu..
AK Parti Genel Merkezi teşkilatlarla gönderdiği bir yazıyla üye sayılarının arttırılmasını istedi.. Buna karşın teşkilatlar sahaya inmek yerine işin kolayına kaçıp toplu kayıtlara yöneldi.. Ulaştıkları her kimlik bilgisinin önüne bir referans ekleyip kayıtlar yaptılar..
Halbuki genel merkezin beklentisi, partiye üye kaydı esnasında hizmetlerin anlatılması suretiyle ikna yoluyla gönüllülük esasına dayalı bir politika izlenmesiydi.. 10 yıllık iktidarında verdiği hizmetlere güvenen AK Parti kurmayları, Seyhan’da sehven ve kandırmaca kayıtlar yapılacağını nereden bilsin.. Dolayısıyla Kasım Pamuk ve ekibi, Adana’da partisini zor durumda bırakan isimler olarak siyaset sahnesindeki yerini almış oldu..
Balonları çabuk patladı.!
Bu arada..
Beni arayan CHP’li bazı avukatlar konunun atlanmaması gereken bir de hukuki boyutu olduğu konusunda uyardı.. Çok enteresan bir tablo ortaya çıktı; bu kayıtları yapan her kim ya da kimlerse hapis cezası alabilir..
Siyasi Partiler Kanunu’nun 114. maddesinin ikinci fıkrası “Aynı kişiyi bilerek mükerreren üye kaydedenler ile başvurusu bulunmayan veya mevcut olmayanları üye gibi gösterip kaydedenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.” hükmüne yer veriyor..
Türkçesi..
AK Parti Seyhan ilçede mevzubahis kayıtların sorumluları kanuna göre suç işlemiştir.. Hangi suçu; bir başka partiye üye olanları BAŞVURUSU OLMADIĞI  halde partilerine kaydetmek.. Karşılığı da her bir üye için de bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası..
Bütün bunlar bir yana..
AK Parti’nin Adana’daki imajına yakışmayan bir girişim olarak hatırlanacak.. Son genel seçimde zaten birinci olup 6 milletvekili çıkarmış bir parti sahte kayıtlarla değil, kente kazandırdığı-kazandıracağı yatırımlarla anılmalıydı.. Pamuk’a gelince, başarılı görünmek uğruna bu yönteme ne gerek vardı.?
Kendi düşen ağlamaz.!

20 Kasım 2012 Salı

Kasım Pamuk, CHP üyelerini de AK Parti'ye kaydetmiş!

AK Parti 2002 genel seçimlerinden itibaren her seçimde oylarını artırarak birinci parti olmayı başardı.. 2011’de ise her iki kişiden birinin oyunu alarak yüzde 50’yi yakaladı..
Sandıktaki başarısı tartışılmaz; ama sokakta AK Parti adına işler epey karışık.!
AK Parti teşkilatları son günlerde anlamsız bir  üye kaydı furyası peşinde koşuyor.. Hatta işi çılgınlık noktasına kadar vardırdılar.. Rize, Kocaeli ve Kayseri’de CHP üyelerinin, hızını alamayan yöneticiler tarafından AK Parti’ye üye yapıldığı ortaya çık..
Mesela 232 bin seçmenli Rize’de AK Parti 75 bin kayıt yaparak seçmenin üçte birini cebine koydu; ancak sonradan bunların birçoğu CHP üyesi çıktı.. Tıpkı Kayseri’de Bünyan CHP İlçe Başkanı’nın eşinin bile AK Parti üyesi yapılması gibi..
Gerek var mı.?
Bence hiç yok..
Zaten uzak ara birinci partisin be kardeşim.. Başarını kanıtlamanın ve perçinlemenin yolu basit bir evraktan değil, seçmenin gönlünde taht kurmaktan geçiyor.. Şişirme ve sehven katlarla ancak kendini kandırırsın..
Gerçek nasıl ortaya çıktı, ona da bakalım..
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı CHP Genel Merkezi’ne gönderdiği bir yazıda Türkiye genelinde üye kayıtlarını düşürdüğü CHP’lilerin listesini açıkladı.. Bu kişilerin neredeyse yüzde 99’u AK Parti tarafından da üye yapıldığı için (bir kişi iki partiye üye olamayacağından) CHP ile hiçbir bağlantıları kalmadı..
İnanılmaz..
Bir inanılmaz daha; Adana'mız da bu işin tam göbeğinde..
AK Parti Seyhan İlçe Başkanlığı üye çalışmaları sırasında 947 CHP üyesini de partilerine kazandırmış(!).. Çukurova ilçesindeyse AK Parti’nin gerçekleştirdiği sehven kayıt sayısı 400’ü buluyor.. Kimbilir Yüreğir ve Sarıçam ne alemdedir.?
Kısacası tam bir rezalet..
Şu bilgiyi de aktaralım.. Üye kayıt işlemi kağıt üzerinde olsun uygulamada olsun AK Parti’ye oranla CHP’de daha sıkı ve ciddiyet içerisinde yapılıyor.. Çünkü AK Parti tüzüğüne göre ismin bildirilmesi ve bir tek partili referans yeterli.. Buna karşın CHP’ye üye olmak isteyenler matbu formu doldurmak, nüfus cüzdan fotokopisi ile üç de fotoğraf getirmek zorunda..
Seyhan’da AK Parti İlçe Başkanı Kasım Pamuk ve yönetimi üye kaydı için kapı kapıdolaşırken kimin hangi partiye üye olduğunu hiç dikkate almamış.. Zira Seyhan’da kayıt yaptıkları 947 kişi CHP’nin resmi üyesi çıktı.. Bunlar arasında CHP Seyhan İlçe’nin yedek yöneticileri, delegeler, kadın ve gençlik kolları üyeleri de var.. Tamek'se doldur sepete..
Güler misin, ağlar mısın.!
Doğal olarak CHP Seyhan ve Çukurova ilçe binaları şoka uğrayan partililerle (üyeliği düşenlerle) dolup taşıyor.. Dertlerini anlatmaya çalışsalar da nafile; AK Parti’nin gadrine uğramışlar bir kere.. CHP yöneticilerinin elinden bir şey gelmiyor..
Sorun nasıl aşılacak.?
Tek çare yargı.. Adana’da 1000’den fazla CHP’li, parti üyeliğini tekrar kazanabilmek amacıyla dava açmaya hazırlanıyor..
Pamuk işgüzarlığı; Ali Cengiz oyununa gerek mi vardı, Allah aşkına.!

19 Kasım 2012 Pazartesi

Doğru adresi Aytaç Durak gösterdi!


Aytaç Durak'ın Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine iade edileceği son günlerde çok sık konuşulmaya başlandı.. Hatırlarsanız iki ay kadar önce 'Esenboğa görüşmeleri' başlığı altında yapılan bir görüşmeyi de ben satırlarıma aktarmıştım.. Bazılarının öne sürdüğü gibi hayal ürünü olmayıp bire bir gerçeği yansıtıyordu.. Bir sonuca varılıp varılmaması başkadır, yılan hikayesine dönse de bilesiniz ki süreç işliyor..
Sabah Gazetesi Bölge Temsilcisi Ersin Ramoğlu da 14 Kasım Çarşamba günkü yazısında konuya değinirken "Baylar bayanlar, o geliyor.. Demedi demeyin; kurt politikacı Aytaç Durak görevine dönüyor.." ididasında bulundu..
Adana kamuoyu şaşkındı..
Durup dururken, üstelik Ersin Ramoğlu tarafından böyle bir iddianın ortaya atılması Adana'ya bomba gibi düştü.. İnanmakta zorlanıp 'Ersin Bey kafa buluyor' diyenler dahi oldu.. Ramoğlu işini ciddiyetle yapan bir gazetecidir; bu işlerin şakası da kafa bulması da olmaz..
Altında çapanoğlu aranmasın;
Ersin Ramoğlu AK Parti genel merkezindeki eğilimi yansıttı.!
Zira AK Parti Genel merkezinde ve hükümet kanadında "Durak'ın görevine iadesi gerekir.." görüşü ağırlığını hissettirmeye başladı.. Benim de Ankara istihbaratım bu yönde.. Ancak Başbakan Erdoğan bu meseleye nasıl bakıyor bilmiyoruz.. Bununla birlikte hem seçmen iradesine saygı, hem kamu vicdanın rahatlatılması, hem de önümüzdeki ilk seçimde AK Parti'nin menfaati açısından ben de Aytaç Durak'ın iadesi gerektiğini düşünüyorum..
Bu arada..
Adana yerel basını Ramoğlu'nun iddiasına temkinli yaklaşırken, ertesi gün bir tek Bölge Gazetesi yayınladığı baş yazıda Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'u göreve davet etti.. Yazıda, Coş'a hitaben "İçişleri Bakanı yazılı ya da sözlü talimat dahi vermiş olsa da Aytaç Durak'ı görevine iade etmelisiniz.." vurgusu yapıldı.. 
Ancak..
Vali Coş 14 aydır Adana'da görevde, Durak'sa 34 aydır açıkta!
Dolayısıyla yanlış muhatap arandığı kanaati Adana'da hakim oldu.. Zira muhatabın Adana Valisi değil siyasi irade olduğu bizzat Aytaç Durak tarafından belgelendi.. Doğru adrese işaret eden Durak, çete davası duruşmasından çıkarken gazetecilere yaptığı açıklamada "Beni görevden alan siyasi iradedir.. Göreve iade etmesi gereken de yine onlardır.." dedi.. Bu bağlamda AK Parti iktidarı adresi haricinde çözüm arayışına yönelmek amaca hizmet etmeyeceği gibi pişmiş aşa su katmakla eşdeğerdir..
Son olarak..
Ersin Ramoğlu, Durak'ın görevine iade edileceği iddiasını köşesine taşırken başka açılardan da meseleyi takibi ihmal etmiyor.. Edindiğim bilgiler,  Durak'la ilgili iki konunun yakında gündeme geleceğini gösteriyor.. Bunlardan biri Durak-bilirkişi diyalogları, diğeri de metro meselesi.. 
Sabah Gazetesi'nde Ersin Ramoğlu'nun bu konuya ilişkin yazılarını ilgiyle takip etmeyi sürdüreceğim.. Size de tavsiye ederim..


18 Kasım 2012 Pazar

Adana'nın uyuşturucuya duyarlılık notu; Sıfır..

Birleşmiş Milletler raporlarına göre halen 200 milyon kişi düzenli olarak uyuşturucu kullanıyor.. Yapılan bir araştırma, durumun sanıldığından çok daha vahim olduğunu gösteriyor.. İngiltere'de 2 milyon kişi düzenli olarak yasadışı madde kullanıyor.. Orta öğretim çağındaki her 4 öğrenciden biri bu maddelerle bir şekilde tanışmış.. 16 yaş altında olup da uyuşturucu kullanımı sonrası hastaneye başvuranların sayısı son on yılda yüzde elli artmış..
Ülkemizde de sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı yüzünden yılda ortalama 350 bin kişi ölüyor.. Bir başka ifadeyle madde bağımlılığı yüzünden her yıl verdiğimiz ölü sayısı Çanakkale Savaşı kayıplarından daha fazla..
Araştırmalar gösteriyor ki;
Türkiye'de uyuşturucu kullanımı maalesef ilköğretim okullarına kadar inmiş durumda.. Öğrenciler arasında ilk kez esrar, eroin, ecstasy ve sakinleştirici hap kullanım yaşı ortalama 13 olarak belirlendi..
Yüzde 70'lerin üzerindeki sigara kullanımı, Türkiye'yi sigara kullanımında dünyada en ön sıraya çıkarıyor.. İlköğretim öğrencilerinin yüzde 16.1'i yaşamları boyunca en az bir kez sigara kullanmış.. Bu çocuklar arasında sigaraya başlama yaşı da ortalama 11.. Ortaöğretim öğrencileri arasında  sürekli sigara içenlerin oranı ise yüzde 23..
Sorunun polisiye boyutuna gelince..
Türkiye'de geçen yıl uyuşturucu kaçakçılarına yönelik 18 bin 24 operasyonda 6 ton 412 kilogram eroin, 46 ton 918 kilogram esrar, 106 kilogram afyon ve 589 kilogram kokain ele geçirildi.. Esrar yakalamalarında Adana, Mersin, Gaziantep ve İzmir ilk sırada yer alıyor..
Bağımlıların eğitim durumuna ilişkin verilerin yer aldığı rapor, 2011 yılında tedavi görenlerin önemli kısmının ilkokul ve ortaokul mezunu olduğuna vurgu yapıyor.. Tedavi görenlerin yüzde 33'ünün ilkokul mezunu, yüzde 32'sinin ortaokul mezunu, yüzde 25'inin lise mezunu, yüzde 6'sının yüksekokul mezunu ve yüzde 2'sinin ise hiç okula gitmediği ifade ediliyor..
Demek ki..
Eğitim düzeyi düşüklüğüne işaret eden rakamların da vurguladığı gibi, sorun aslında bir eğitim sorunu.!
Ve, en fecisi; can kayıpları..
2011 yılında 153 olan madde bağımlılığında en fazla ölüm olayının meydana geldiği ilk beş il sırasıyla İstanbul, Antalya, Adana, Gaziantep ve Ankara.. 2011 yılında, İstanbul'da 57, Antalya'da 15, Adana'da 14, Gaziantep'te 9 ve Ankara'da 4 kişi madde bağımlılığına bağlı olarak yaşamını yitirdi..

Adana açısından durum ivedi.. O halde ne yapmalı.?
Polisiye olmayı çoktan aşmış uyuşturucu sorunu, Adana'da devletin yanısıra ailelerin ve sivil toplum kuruluşlarının da omuz vermesiyle en alt seviyeye indirgenebilir.. Peki, bu alandaki gerek polisiye gerek eğitimsel başarılarına tanıklık ettiğimiz Adana emniyetine kamuoyu olarak yeterince destek oluyor muyuz.?
Polis uyuşturucu ile eğitim mücadelesinde yeterince araç gerece sahip mi; merak eden herhangi bir belediye başkanı, oda, ya da STK var mıdır.? Hiç sanmam.. Gündelik yaşamında kentsel dönüşüme, ekonomiye, kültür ve sanata, spora, eğlenceye öncelik tanıyan Adana, uyuşturucu ile mücadele gibi hayati bir sorunla yüz yüze..
Kim bilebilir, belki de sıra bu yazıyı okuyanlardan birimizin çocuğundadır.. Bir evladımızı dahi bağımlılıktan kurtarabilmek, bir gencimizi olsun ölümün soğuk yüzünden çekip hayata dönderebilmek için..
Var mısınız, yok musunuz.?

14 Kasım 2012 Çarşamba

Aldırmaz-Akgül kavgasının nedeni Çatalan'dır!


Adana Büyükşehir Belediyesi Adanaspor ve Demirspor için ayrılan spor fonunun tamamını amatör spor kulüplerine aktarıyor.. Bu rakam bir yılda 7,5 milyon (eski parayla 7,5 trilyon) liraya tekabül ediyor.. Halbuki Aytaç Durak amatörler için ayrı bir kaynak oluşturmuş, spor fonunu bu iki güzide kulübümüze ayırmıştı..
Adana Haber Gazetesi yazdı..
İşin feci tarafı, parasal yardım alan bu amatör kulüpler arasında bir tek sporcusu dahi olmayanlar var.. Ağırlıklı olarak muhtarlar bu organizasyonun içinde.. Siyasete ve adaylığa dönük bir çaba olarak görünse de duygusal olduğu da açık..
Adanaspor meselesine gelince..
Ortada büyük bir yanlış anlaşılma var.. Adanaspor Kulübü Başkanı Bayram Akgül belediyeden bir tek kuruş yardım istemiyor ki.. 
Mesele şu.. Aytaç Durak, başkanlığı döneminde danışmanı Zihni Aldırmaz'ı görevlendirmiş, Durak'tan talimatlı Aldırmaz da Bayram Akgül'e "Çatalan Tesisleri'nin aylık masraflarını belediye karşılayacak.." garantisini vermişti.. Ayda yaklaşık 100 bin lira civarındaki bu masraf Durak zamanında Büyükşehir'ce kesintisiz karşılandı.. 
Ancak Zihni Aldırmaz başkanvekili olduğunda bıçak gibi kesildi.!
Adanaspor sezon başında ve lig esnasında Çatalan'ın sahasını antrenman için kullanmakla birlikte kulüp Osman Yereşen'e taşındı.. Geçmişte söz verilip uygulanan destek kesildiği yetmiyormuş gibi, Başkan Akgül Çatalan Tesisleri için cebinden Büyükşehir'e ayda 5 bin lira kira ödemeye devam ediyor.. Kısaca Bayram Akgül'ün Adana Büyükşehir Belediyesi'nden para falan istediği yok, tartışmanın ana ekseni Çatalan'dır.. 
Peki, neden.?
Adanaspor'un Çatalan'dan çıkmaya zorlanmasının altındaki gerekçe nedir.? Gözler neden Çatalan'a dikildi, hangi hesaplar yapılıyor.? Bence gerginliğin püf noktası burada yatıyor.. Kurcalarsak altından her türlü çapanoğlu çıkacak.. Ondan sonra da Ali Pekmezci alır başına belayı.. Bu yüzden Zihni Aldırmaz'ın Adanaspor'a da Bayram Akgül'e de haksızlık yaptığını bilin, yeter..
Zaman zaman çeşitli konularda eleştirdiğim Adanaspor Kulübü Başkanı'na haklı olduğu konuda hakkını teslim etmezsem işimi eksik yapmış olurum..
*       *       *
Milliyetçi Hareket Partisi kurultayında, Adana milletvekili Seyfettin Yılmaz'ın Koray Aydın'ın listesinde yer alması kafa karışıklığına yol açmıştı.. Buna karşın Adana delegasyonunun Devlet Bahçeli'yi desteklerken çok az fire verdiği biliniyor..
Genel Başkan adaylarından Koray Aydın'ın listesinden istifa etmiş olsa da, Seyfettin Yılmaz'ın Koray Aydın'a destek vermek için Ankara'ya otobüs kaldırttığı hala dillerden düşmüyor.. Hatta bu otobüslerin finansmanının MHP milletvekili adaylarından Cahit Öztok tarafından yapıldığı da belirtiliyor.. Gerek Seyfettin Yılmaz gerek Cahit Öztok bu iddialara ne cevap verecek, kamuoyu merakla bekliyor..
Bu durumda..
Yerel seçimlerde belediye başkan adaylığı beklentisindeki Yılmaz ve Öztok'un hali nicedir.? Bence MHP'deki geleceklerini riske atmış oldular.. Zaten Devlet Bey'in bu iki ismin üzerine kalın bir çizgi çektiği vurgulanıyor..
Zaman beni doğrulayacaktır..

8 Kasım 2012 Perşembe

Belediye başkanı başkandır, ilçenin sahibi değil!



Her milletvekilinin yoğurt yiyişi vardır.. Kimi etnik yapısının ve adaylığın dayanılmaz tadına yumulur, kimi de seçildiği kentin sorunlarıyla ilgilenir..
CHP’de milletvekili Turgay Develi Adana Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına talip olduğunu açıklamıştı.. Develi’nin bundan sonraki yol haritası adaylık çalışmaları.. Eğer olamazsa CHP genel merkeziyle Ömer Topçu pazarlığına oturacak..
Develi, bir koltukta üç karpuzu sığdırmaya uğraşıyor.. Milletvekilliği, Belediye Başkanlığı, medya patronluğu..
Ümit Özgümüş hız kesti, ama pusuda bekliyor.. Develi sahneye çıkınca kendini geri plana attı.. Belki de taktik icabıydı.. Biliniyor ki Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı uhdesinde hep var, olacak da.. Yine de Özgümüş’ün yegane gündemi Suriye meselesi ve Büyükşehir..
Ali Demirçalı’ya gelince..
Meslek odaları, sendikalar, sivil toplum kuruluşlarına gönderdiği mektupta kendilerini ilgilendiren kararların alınması aşamasında üzerine düşeni yapmaya çalışacağını vurguladı.. Demirçalı son aylarda verdiği hastane, atık su vs.. soru önergeleriyle de dikkatleri zaten üzerine çekmişti..
Kimi ikbal kimi hizmet peşinde.. Adana kamuoyu da CHP tabanı da üç milletvekili arasındaki yoğurt yiyiş farkını gayet iyi biliyor..
*       *       *
Aytaç Durak Adana’da bir markadır..
Büyükşehir Belediye Başkanlıkları süresince ‘devlette devamlılık esastır’ ilkesiyle davrandı.. Sokaktan aldığı gücü, hiçbir zaman devletin temsilcilerine hissettirmeye ve kullanmaya çalışmadı.. Mümkün mertebe devletle karşı karşıya gelmemeye özen gösterdi..
Son dönemi hariç bunu başardı diyebiliriz..
Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Aytaç Durak’ın yüzde biri kadar karizma ve güce sahip olmamasına karşın ilçenin tek ve mutlak hakimi olmaya soyunmuş..
Ceyhan’ın sorunlarının tartışıldığı son toplantıda, belediyenin eksikleri ele alınırken sesinin tonunu ayarlamayı bilemedi.. Kaymakam Gürbüz Karakuş’a takındığı tavır Ceyhan’da sert biçimde eleştiriliyor..
Tekrar ediyorum..
Belediye başkanı şahsi yatırımlarını yaparken kamu mallarında titiz davranacak..
Belediye başkanı kişisel sorunlarını genel siyasete mal etmeyecek..
Belediye başkanı eleştirilere açık olacak..
Belediye başkanı devlete bağlılığını (en azından) saygısını eksik etmeyecek..
BELEDİYE BAŞKANI SADECE BELEDİYE BAŞKANIDIR; İLÇENİN SAHİBİ DEĞİLDİR..
*       *       *
İçimde kalmasın..
Şemdin Sakık kiiim, İlker Başbuğ kim.? Terörist katil Şemdin Sakık tanık,  Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ sanık..
Böyle bir ülkede yaşamak zorunda kalmak acı veriyor..

6 Kasım 2012 Salı

MHP kurultayında Seyfettin Yılmaz bilmecesi..


Milliyetçi Hareket Partisi 10. olağan kurultayında siyaset adına çok çarpıcı bir sonuç çıktı.. MHP delegeleri ilk turda Devlet Bahçeli'yi yeniden genel başkanlığa seçerken, demokrasinin bu partide nasıl da özümsendiği sergilendi.. 
Zira üç  adaylı bir MHP kurultayı alışık olmadığımız realiteydi.. 
"Demokrasi ülkücünün ikiz kardeşidir" söyleminin sahibi olan Bahçeli, MHP gençliğini sokaklardan uzak tutarak bu söyleminde ne kadar kararlı ve ciddi olduğunu zaten yıllar öncesinden kanıtlamıştı..
MHP kurultayının Adana boyutuna gelince..
Devlet Bahçeli'nin güven tazelediği kurultayda Adana delegasyonu sınıfı pekiyi ile geçti.. 47 Adana delegesinin oy kullandığı 2 ve 3 nolu sandıklarda Devlet Bahçeli fire vermedi.. MHP İl Başkanı Mustafa İzgioğlu'nun siyaset ustalığını, Koray Aydın "Her il'e girdik ama bir tek Adana delegasyonunu aşamadık.." açıklamasıyla bir gün öncesinden itiraf itiraf etmişti..
Önemli bir tavır..
Çünkü MHP yönetimini elinde tutan kadrolar hiçbir il-ilçe teşkilatına kendilerine oy verilmesi yönünde baskı uygulamadı.. MHP delegasyonunun Adana kanadı da kendi hür iradesiyle sandığa gidip tercihini yaptı.. Kaldı ki Koray Aydın'ın aldığı ciddi oy, MHP'deki demokratik anlayışın rakamsal ifadesi olarak algılanmalıdır..
Bu arada..
MHP Adana milletvekillerinden Seyfettin Yılmaz'ın Koray Aydın'ın listesinin 7. sırasında yer alması kurultayın en ilginç noktalarından birini oluşturdu.. Devlet Bahçeli'nin milletvekili yaptığı Seyfettin Yılmaz'ın karşı listede yer alması manidar karşılandı..
İddialar farklı..
Kimi çevreler Seyfettin Yılmaz'ın talebi olmadan Aydın'ın listesine konulamayacağını öne sürerken, kimi çevreler de 'Yılmaz'ın bilgisi dahilinde yazılmadığını' savunuyor.. Koray Aydın'ın, Bahçeli ekibine nifak sokma çabası olarak nitelendirenler de var.. Seyfettin Yılmaz kongre sırasında divana giderek anında istifasını sundu.. 
Pekii..
Kafalardaki sorular cevabını bulabildi mi; açıkçası kimse emin değil.!
Partisinden istifa eden Recai Yıldırım'ın yerine, teşkilatın isteğiyle Yılmaz Tankut MYK'da değerlendirildi.. Adana MHP'nin patronu bundan böyle Yılmaz Tankut olur.. Şefkat Çetin'in MYK'ya girmesiyle Fatih Zorba'nın eli de güçlenir diye düşünüyorum.. 
Bahçeli'nin bir önceki kurmay kadrosunda yer alan Metanet Çulhaoğlu ile Adnan Fatin Özdemir de güven tazeledi.. İlk kez buradan okuyacağınız bir ayrıntıyı duyurmak isterim; MHP Disiplin Kurulu Başkanı her an istifa edebilir, yerine de Fatin Özdemir geçebilir.. 
Fatin Özdemir de Hüseyin Sözlü'yü rahatsız edecek bir isim olarak dikkatleri üzerinde topluyor..
Bekleyip göreceğiz..
  

5 Kasım 2012 Pazartesi

Develi ve Sümer'in Ömer Topçu aşkı..


Cumhuriyet Halk Partisi'nde yerel seçim moduna çok erken girildi.. Henüz seçim tarihi bile netleşmemişken start alan aday adayları arasında nokta atışıyla tek hedef seçenlerden ziyade partide hem yereli hem geneli hegemonyaları altına almaya çalışanlar dikkatleri üzerine topluyor..
Mesela Ümit Özgümüş, mesela Turgay Develi..
Tanrının seçilmiş CHP'lileri.(!)
*       *       *
Develi açıkça beyan etti.. Mamafih Ümit Özgümüş çıkıp 'Yalan yazıyorsun, ben adayım' dedim mi diyebilir.. Ama Allah da kul da biliyor ki verseler balıklama atlar.. CHP Genel Merkezi'nden en küçük bir ışık görebilse Büyükşehir Belediyesi binasının etrafına mayın döşetir..
Şunu iyi bilin..
CHP Genel Merkezi'nin Adana için işaret ettiği tek bir aday şimdilik yok.. Şu anda Türkiye'nin her tarafında kamuoyu yoklamaları yapılıyor, dolayısıyla Adana'da da.. Deneklere mevcut belediye başkanlarının hizmetlerini nasıl bulduklarından tutun da aday olarak düşünülen çok sayıda isme nasıl baktıkları soruluyor.. Bu kamuoyu yoklamasını ikincisi, belki üçüncüsü takip edecek.. Tanrının seçilmiş CHP'lileri kadar her CHP'linin de şansı var.!
*       *       *
Tanrının bugüne kadar sağ kanatta siyaset yapma imkanı tanıdığı Ömer Topçu realitesi de CHP'nin orta yerinde duruyor..
Öyle fazla uzatmadan konuya kısa gireceğim.. Gerek CHP milletvekili Turgay Develi gerek İl Başkanı Orhan Sümer, Yüreğir eski Belediye Başkanlarından Ömer Topçu'yu öteden beri sevip sayarlar.. CHP'ye dair kurgularda Develi ve Sümer ikilisinin ters düşmeyeceği tek isim odur.. Sağ kökenli bir belediye başkanını sol bir partiye monte etme çabası bakalım semeresini görecek mi.? Yüreğir beklentisindeki partililerin muhtemel haykırışlarını bir kenara koyuyorum.. CHP'yi ve seçmenini azıcık tanıyorsam, bu izdivaç mutsuz biter.. 
İlik tutmaz.!
Aynı Topçu'nun AK Parti davet ettiğinde hiç düşünmeden Yüreğir'e ya da bir başka adaylığa uçacağını söylemeye gerek bile yok.. Topçu Aytaç Durak ekolünün temsilcisidir.. Tilki siyasetçidir, MHP'yi de yedekte tutuyor..  
*       *       *
Ömer Topçu partilere ve medyaya ne derece samimi?
Günaydın Adana Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Aladağ'ın telefonu 10 Ekim günü çaldı.. Arayan Ömer Topçu idi.. Kelamı, "Özcancığım nereden çıktı bilmiyorum ama benim adım tekrar siyasetle ve bazı partilerle anılıyor.. Yok öyle bir şey.. Hiçbir yere aday değilim.. Yayladayım, işime gücüme bakıyorum" oldu.. Özcan da bunu hem köşesine hem de gazetesinin manşetine taşıdı..
İki hafta sonra..
Bir açılışta mikrofon tutulan aynı Ömer Topçu "Adana'nın 25 yıllık siyasetçisiyim.. İki dönem belediye başkanlığı yapmış birisiyim.. Tabii ki yerel seçimlerde aday olacağım.." dedi..
Soruyorum..
CHP'nin omurgasına bu ilik uyar mı.?