30 Haziran 2012 Cumartesi

İlçe belediyelerindeki Oto Center fobisi

Adana’daki ruhsatsız 160 oto galerisine göz yuman ilçe belediye başkanlarının umarsızlığı, Oto Center’e taşınan 120 oto galericisini çileden çıkardı.. Haklılar da.. Ortada büyük bir çelişki var..  Bir tarafta yasalara uyup, kurulu düzenlerini bozarak kent dışında ama son derece çağdaş ve ruhsatlı bir siteye taşınanlar.. Öte tarafta ruhsatsız ve faaliyetten men edilmiş yerlerinde faaliyet göstererek kent merkezinde olmanın kaymağını yiyenler..
Var mı böyle avanta.?
Bal gibi var..
İlçe belediye başkanlarının göz yummaları devam ettiği sürece Adana’da adaletsizliğin daniskası yaşanacak..
Maalesef bunlar arasında başı Seyhan Belediye Başkanı Prof. Dr. Azim Öztürk çekiyor.. Daha birkaç gün önce kentsel dönüşümle ilgili çalışmalarını öve öve bitirememiştim.. O gün yüzünü güldürdüğümüz Azim Hoca bugün de can sıkıcı eleştirilerimize sabredecek..
Şunu bilin..
Adana Oto Galericiler Sitesi Başkanı İbrahim Öcal’ın çabasıyla Seyhan Belediye Meclisi’nce karar altına alınıp faaliyetten men edilmesi kesinleşen 140 ruhsatsız oto galerisi mevcut.. Bunlarla ilgili olarak Adana Valiliği 22 Aralık 2011 tarihinde kaymakamlıklar üzerinden belediyelere uyarı göndererek gereğinin yapılmasını istedi.. Üzerinden aylar geçmesine rağmen Seyhan Belediyesi’nden tık yok..
Azim Hoca’dan sümen altı.!
Öztürk, kendisini defalarca ziyaret edip meclis kararının gereğinin yapılmasını isteyen Site Başkanı İbrahim Öcal’a kaçamak cevaplar veriyor.. Topu başka yerlere atmaya kalkışıyor..
Umarsızlığın ve korkunun nedeni, oy kaygısı..
Sormak lazım.. Oto Center da kentsel dönüşüme hizmet etmiyor mudur, onun bir parçası değil midir.? Uygarlığın, modernliğin, tek merkezde toplanmanın kentsel anlamdaki açık ifadesidir.. Başbakan Erdoğan, her türlü riski göze alıp kentsel dönüşümü mutlaka gerçekleştireceklerini söylerken, sen Seyhan’daki 160 oydan korkuyorsun, Hoca..
Yoksa..
Meclis kararının uygulanmamasının altında illa ki başka bir çapanoğlu mu aramak lazım.?
Bu arada..
İlçe belediye başkanları ruhsatsız oto galerilerine teslim olurken milletvekilleri Adana ve Oto Center için ter akıtıyor.. 1990 yılından bu yana Adana’da noter sayısı 15’de kalmıştı.. AK Parti milletvekilleri Necdet Ünüvar ve M. Şükrü Erdinç’in çabalarıyla Adana’ya iki noter kazandırıldı.. Bunlardan biri alım satım işlerinin yoğunluğu itibarıyla (kentin batısına da hizmet edecek) Oto Center’de faaliyet gösterecek.. Diğeri de Organize Sanayi Bölgesi’nde..
Site Başkanı İbrahim Öcal, emeklerinden ötürü her iki milletvekiline teşekkür etti.. Bir teşekkür kazanma fırsatı da ilçe belediye başkanları için geçerli.. Gecikmeli de olsa görevlerinin gereğini yerine getirsinler, site mensuplarının teşekkürü hazırda bekliyor..
Önce hak etsinler.!


28 Haziran 2012 Perşembe

SELAHATTİN AYDOĞDU ÇEKİLECEK Mİ?


Adana Demirspor kongresi  arzulandığı gibi değil tersine olaylı geçti.. Türkiye ulu çınara yakışmayan görüntüleri  izlerken Adana  açısından ne yazık ki hiç te hoş bir tablo değildi.. Bir türlü ders alamıyoruz..

Mavi lacivertli kulüpte neler oluyor.?

Kongrede 150 civarında bindirme üye yapıldığı iddiası önce gerginlik, kavga ve küfürleşmelere yol açtı; sonra da ertelenmeyle sonuçlandı..  Başkan adayı Mehmet Gökoğlu iddiaları yalanladı ancak ayrışmanın odak noktasını oluşturan bindirme delege meselesi  muallakta kaldı.. Bu arada Akdeniz TV  son dönem  üye kayıtlarının isim listesini Gökoğlu’ndan istedi.. Yüksel Evsen’in konuyla ilgili ayrıntılı  bir haber çalışması söz konusu..

Bilindiği üzere Divan Başkanı Ali Gülleri (Kaynana Ali) kongreyi 2 Temmuz’a erteledi..  Divan başkanlığını son kez yapacak olan Kaynana Ali  bir daha Demirspor’un hiçbir kongresinde bu görevi  üstlenmeme kararı aldı.. Belli ki faturanın kendisine kesilmesine çok kızmış..

Taraflara gelince..

Selahattin Aydoğdu cephesinde bir kararsızlık ortamı hakim.. Ya tamam ya devam kararı aşamasındalar.. Zira Aydoğdu’nun 10 trilyon lira hibede bulunacak  listesinde yer alan bazı isimler kongrede yaşanan nahoş olayın etkisinden hala kurtulmuş değil.. Bu işadamları “Kavganın olduğu ortamda bulunamayız..” diyerek tereddütlerini dile getiriyor..  Bu cephedeki kararsızlık kısa sürede netleşecek ve bir basın toplantısıyla duyurulacak.. Ama benim edindiğim izlenim buraya kadar deneceği şeklinde.. “Çamurun üstüne oturamayız..” görüşü ağır basıyor..

Ne olur ne olmaz, yine de beklemek gerek..

Öte yandan Mehmet Gökoğlu cephesinde kongrenin tamamlanması için her türlü ortam hazırken ertelenmesi divana siyasi baskılar yapılmasına bağlanıyor.. Siyasi baskılar için herhangi bir adres verilmezken, Gökoğlu’nun yönetim kurulu listesinin  MHP ağırlıklı olduğu da dikkatlerden kaçmadı..  

Kayıtların usulüne uygun bir şekilde yapıldığını belirten Gökoğlu, “Çekilmem ya da tek listeye evet demem mümkün değil.. Yola çıktık bir kere..” şeklinde konuşuyor.. Kongredeki tatsız olayların sorumlusu olarak ta karşı tarafı gösteriyor..

Tüm gözler Vali Hüseyin Avni Coş’da..

Adana Valisi bazı çevrelerce kongreye müdahil olmakla itham ediliyor..

Vali Coş  bir gazeteciye sarfettiği  iddia edilen “Kamyon var kamyonet var.. Kamyon daha büyüktür  ve daha çok yük taşır..” sözleriyle gönlünde bir aslan yattığını mı belirtmek istiyor.? Ancak Vali’ye yakın çevreler, Coş’un tek arzusunun Bank Asya’ya çıkan Demirspor’un bir an önce maddi sıkıntılarını aşması ve sağlıklı bir yönetime kavuşması olduğunu vurguluyor..

Son bir not.. Mehmet Gökoğlu’na şu soruyu sordum..

-          Sayın Valimiz iki başkan adayıyla bir zirve yapıp hem ortamı yumuşatma hem de sorunu çözme yoluna giderse bu davete tavrınız ne olur.?”

-          Sayın Valim emrederse tabii ki giderim.. Ama Selahattin Aydoğdu’nun olmadığı bir ortamda görüşürüm.. Aydoğdu ile yan yana gelmek istemiyorum..”

Durum bu.. Demirspor’da tam bir kaos ortamı hakim.. 2 Temmuz kongresi  nasıl sonuçlanacak; ya da 2 Temmuz’a kalmadan uzlaşma zemini oluşturulabilecek mi.?

27 Haziran 2012 Çarşamba

CILIZDAROĞLU..


Manşetle geldi..
Bir gün önce ‘istemiyorum’ derken bir gün sonra genel başkanlık sevdalısı oluverdi.. Çünkü küresel güçler dünyayı yeniden dizayn ederken, etnik yapısı ve Cumhuriyet’e bakışını nazara alıp onu CHP’nin başına oturttular.. Adamlar zeki.. Onun önderliğindeki CHP’den AK Parti karşısında hiçbir nane olamayacağını biliyorlardı..
Nitekim gününe göre CHP ya yerinde sayıyor, ya da dip yapıyor..
Çünki CILIZDAROĞLU..
Lügatında yok yok..
Her şeyi o biliyor, her sorunun çözümü onda.. Türkiye için tek çare o, onun adı Kemal.. Mamafih sokaktaki adam öyle düşünmüyordu..
12 Haziran’da bir tek gökteki kuşu vaat etmedi yine de muhalefette kaldı.. Deniz Baykal partiyi bıraktığında vallahi CHP daha iyi durumdaydı.. Vatandaş ona inanmadı; hiçbir şey vermeyeceğini söyleyen Tayyip Erdoğan’a güvenmeyi tercih etti.. Lügatında var olanların hiçbiri icraatta para etmedi..
Vah CILIZDAROĞLU..
Kötü de bir kopyacı..
Bu denli renksiz, soluk, zayıf siyasi kimliği gündem belirlemede de kendini gösterdi.. Başbakan ne konuşursa ertesi gün ona cevap yetiştirmeye çalıştı.. Papağanlar bile ara sıra farklı konuşur.. Yeni hedefler belirlemektense Recep Tayyip Erdoğan’ın gündemlerinin peşinde koşmaktan yoruldu..
Suriye meselesi hariç..
Savaş çığırtkanları korosuna katıldı.. “Emperyalizmin uşağı olmayalım..” demektense, “Y’Allah  Suriye’ye..” saflarındaki yerini aldı.. AK Parti bile daha aklı başında davranırken, anketlerde halkın yüzde 80’i savaşa hayır derken, o ne dediğini bilemiyordu.. Sandı ki AK Parti’ye kuyruğuna takılıp kıyak çekerse vatandaş kendisine oy verecek..
Maalesef CILIZDAROĞLU..
Adana’ysa tam bir rezalet..
İl kongresi sürecinde yaşananlar genel merkez politikalarının adeta aynasıydı.. Curcuna, her kafadan bir ses, ben yaptım olduculuk..
Üç adam kafa kafaya verip yönetimi ele geçirdi.. Buna karşın o gerçek partililerin ve her seçimde CHP’nin dinamosu olmuş Arap camiasının partiden tasfiye edilişine göz yumdu.. Toroslar, ovalar inledi sadece ondan ses çıkmadı.. Çünki kendine asker kurultay delegeleri gönderilsin yeterdi.. Partinin tapusu ve genel başkanlık onun olsun da, Adana’dan kime ne.?
Haris CILIZDAROĞLU..
Ya Ev Hapsi.?..
Apo için önerisi onun öz kimliğine bire bir uygundu.. Tersi kesinlikle beklenemezdi, zira manşetler aracılığıyla oturtulduğu koltuğun hakkını vermesi gerekiyordu.. Görevini layıkıyla yaptı.!
KCK operasyonlarından sonra yaşanan görüntüleri de Türkiye unutmadı ki.. BDP’lilerden önce onun CHP’deki kurmayları geçmiş olsuna koştu.. Şimdi haksızlar mı, “CHP-BDP-PKK Elele..” diyenler.?
Yazacak şey çok da bunlar yeter, hatta artar bile..
Türkiye’ye biçilmiş kaftan;
Alın CILIZDAROĞLU..



26 Haziran 2012 Salı

Kentsel dönüşümde Azim Öztürk mucizesi..

Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk hakkında kimi zaman en sert eleştirileri kaleme aldım.. Hatta ilk döneminde yaptığım eleştirilerin finalini ‘Azim Öztürk bir daha değil başkanlık yapmak, ikinci dönem için adaylığı dahi göremez’ diye yapmıştım.. Ancak hakkını teslim etmek gerekir, önce ikinci dönem için partisinden adaylığı kopardı, ardından Seyhan tarihinde bir ilki başararak ‘sosyal demokratların kalesi’ olarak yorumlanan bir ilçenin halkından belediye başkanlığına devam yetkisini aldı..

Azim Öztürk’ün üniversite öğretim üyesi kökenli olması nedeniyle onu sevmeyenler bile ondan bahsederken sürekli ‘Azim Hoca’ tanımlamasını kullanır.. Ben bilhassa bugünlerde Azim Başkan’ın Azim Hoca olarak anılmasının daha doğru ve daha haklı bir tespit olduğunu gerekçelendirmeye çalışacağım..

Azim Hoca, Adana’da yıllar boyu konuşulan ancak gerçekleştirmek adına bir tek adım bile atılmayan, atılamayan ‘kentsel dönüşüm ve yenileme’ işini bir yıl gibi kısa bir sürede başardı ve binlerce yeni konutu temel atma aşamasına getirdi..

Kalpten bravo..

Kentsel dönüşüm üzerine Seyhan’da neler yapılmakta olduğunu irdeleyelim..

Seyhan Kıyıkent Evleri Kentsel Dönüşüm Projesi, Barış ve İsmetpaşa Mahalleleri’nde 32 hektar alanı kapsıyor.. Kıyıboyu Caddesi’ne cepheli alanda toplam 2 bin 610 konut inşa edilmesi planlanıyor.. Yeni yerleşim alanında Alış Veriş Merkezi, kafe, restorand, çarşı, cami, market ve sosyal tesisler bulunuyor.. Alanda 5 tip konut bloğu inşa edilecek. Bunlar; 2+1, 3+1 ve 4+1 türünde olacak.. Konutlar brüt 119,22 metrekare ile 188,51 metrekare arasında değişecek. Konutlar yalnızca bölgede evleri kamulaştırılacak hak sahipleri için planlanmış bulunuyor..

    Seyhan Belediyesi’nin bu projesini daha iyi izah edebilme bakımından şehir planlamacıları ‘kentsel dönüşüm ve yenileme’ kavramını tarifine göz atmak lazım..

“Kentsel gelişmenin toplumsal ekonomik ve mekânsal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp yeniden yapma, canlandırma, sağlıklaştırma veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılmasıdır..”

Kısaca ‘kentsel yenileme ve dönüşüm’ bir kentin dokusun bozan sorunların giderilmesi anlamını içeriyor.. Gecekondu dönüşüm/kentsel yenileme projelerinde ‘kent içinde kaçak yapılaşma alanları ile ekonomik ömrünü doldurmuş bulunan çöküntü alanlarının gerekli tüm kentsel ve sosyal donatı hizmetleri getirilerek olası tüm doğal afet riskleri de bertaraf edilecek şekilde yeniden fenni ve sıhhi standartlara haiz bir şekilde yapılandırılması’nın amaçlanması gerekiyor..

İlgili çevrelerin bilimsel tanımlamalarına bakıldığına göre ‘kentsel dönüşüm ve yenileme’ kavramının tam karşılığı Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk’ün yaptığı proje olarak karşımıza çıkıyor.. Oysa diğer belediyelerin kamuoyuna açıkladığı örneklerde ‘kent içinde kaçak yapılaşma alanları ile ekonomik ömrünü doldurmuş bulunan çöküntü alanların’ temizlenip yerine ‘sosyal donatı hizmetleri ile doğal afet ve riskleri bertaraf edecek’ yeni yapılanmaya benzer bir durum maalesef gözlenmiyor..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli olarak dile getirdiği, ‘Bir sonraki seçimi kaybetme pahasına kentsel dönüşümü mutlaka gerçekleştireceğiz’ ifadesi Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk’ün çalışmasıyla da bire bir örtüşüyor..

Bilindiği gibi birinci etap kentsel dönüşüm çalışmasını engellemek isteyen bazı kişiler belediye hizmet binasını basmış, kendilerine açıklama yapmak isteyen belediye başkanı ve bürokratların üzerine yürümüş hatta bazılarını tartaklamıştı.. Protestocu grup belediye meclis salonundaki masa ve sandalyeleri parçalayarak kentsel dönüşümden vazgeçirmeye çalışmışlardı.. Oysa Azim Öztürk o günden sonra özellikle daha heyecanlı şekilde konunun takipçisi oldu ve çalışmasını ihale aşamasına kadar getirdi.. Mucizevi bir şekilde..

Sırası gelmişken bir öneride bulunmak istiyorum..

Adana’da (hatta Çukurova’da) bölgesinde ‘kentsel dönüşüm ve yenileme’ ihtiyacı bulunan tüm ilçe belediye başkanlarının katılımının zorunlu tutulacağı bir toplantı organize edilmeli ve bu işi başaran isim olarak Azim Hoca ‘kentsel dönüşüm’ün nasıl yapılacağının dersini vermelidir..

Bu işin ayıp olacak, kusur kabul edilecek bir tarafı yok..

Zira kentsel dönüşümün de Hoca’sıdır, Azim Öztürk.!


23 Haziran 2012 Cumartesi

Demirspor kongresine dikkat.!

Adana Demirspor uzun yıllardır hasret kaldığı Bank Asya’ya çıkınca kıymete bindi.. Bir yandan yeni ligin hazırlıkları devam etmesi gerekirken öte yandan yönetim bilmecesi de kendini gösterdi.. Geçtiğimiz Çarşamba günü ertelenen kongre bu Çarşamba günü tekrarlanacak...
Bilmeyenler için vurgulayalım, 765 üyenin oy kullanmasının beklendiği Çarşamba günkü Demirspor kongresi tarihinde ilk kez iki listeyle gerçekleşecek..
Bir tarafta Mehmet Gökoğlu..
Öte tarafta Selahattin Aydoğdu..
Demirspor camiasında kongre arifesinde büyük bir saflaşma yaşanıyor.. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz Yüzevler Selahattin (Aydoğdu) den yana tavır koyuyor.. Seçilmesi halinde kulübe sponsor karşılığı 4 milyon lira, 2 milyon lira da hibe kaynak aktaracağını belirterek yola çıkan Aydoğdu, Turhan Demirdal ve Edip Gülnar gibi isimlerin de desteğini aldı.. 5 Ocak Gazetesi İmtiyaz sahibi Savaş Çokduygulu da bu listede yer alacak.. Şimşekler Grubu da Selahattin Aydoğdu ve arkadaşlarının listesine destek veriyor..
Aydoğdu, Adana Demirspor’un maddi sorunlarını çözüp hak ettiği yönetime ve başarılara kavuşturmak için yola çıktıklarını belirtiyor.. Dev transferleri de içeren projelerine çok güvenen Aydoğdu’nun Divan Başkanlığı için önereceği isim muhtemelen Ali Gülleri (Kaynana Ali)..
Daha kongre yapılmadan tartışmalar ve gerginlik sanal alemde başladı.. Mehmet Gökoğlu, twitter üzerinden Edip Gülnar’a göndermeler de bulundu.. Gülnar’ı kastederek “İhanetin başkenti Adana.. Tek derdi geçmişte olduğu gibi alt yapıyı eline geçirmek istemesi..” diye yazdı..
Ya yönetimi.?
Mehmet Gökoğlu tamamı Adanalı işadamlarından oluşan nitelikli bir liste hazırlamış.. İsimlerini merak ettim, “Rakiplerimiz tarafından yıpratılıyorlar.. İzin verirseniz listemi kongre günü açıklayacağım..” dedi.. Daima başarıyı hedeflediklerini, Demirspor’u arzulanan noktaya mutlaka getireceklerini da kaydetti.. Mehmet Gökoğlu’na  “Başkan, adaylıktan çekilmeyi hiç düşündünüz mü..?” diye de sordum.. İşte oldukça sert yanıtı..
- O nasıl soru.. Böyle bir şey olması için Adana’yı terk etmem lazım.. Sonuna kadar Demirspor için mücadele edeceğim, bunu herkes böyle bilsin..”
Hemen belirtelim..
Şimşekler Grubu Selahattin Aydoğdu listesine destek verirken, Adana Demirsporlular Derneği başkan ve üyeleri Mehmet Gökoğlu’ndan yana tavrını koydu.. Bu bakımdan da renkli bir kongre havasında..
Demirspor kongresi Adana medyasını da ikiye böldü.. İki adaylı  kongre olunca gazetecilerin gönüllerinden birisinin geçmesi kadar doğal bir şey olamaz..
İlginç bir not.. Demirspor Başkanlığı için adı geçen Murat Dilme son anda yan çizdi.. Zaten ben de böyle bir duruma ihtimal vermiyordum.. Murat Dilme camiada ve medyada bir süre adını konuşturup sonra da bir kenara çekildi.. Sever bu işleri..
Hal böyle..
İki adaylı kongrenin gergin geçmesi bekleniyor.. Herhangi bir olaya da tatsızlık çıkmaması için önlem alınmasını şimdiden hem de şiddetle tavsiye ediyorum..
Çok büyük bir olasılıkla divanı alan kongreyi de kazanacak gibi görünüyor.. Benim dileğim kongrenin Demirspor’un şanına yakışır bir şekilde tamamlanması.. Gönül isterdi ki tek ve ortak listeyle kongreye gidilsin..

20 Haziran 2012 Çarşamba

ADSİAD ve Sönmez Adana'ya yatırım pompalıyor

Okuyucularım hatırlar.. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Mersin’den milletvekili ve bakan seçilişini irdelerken, perde arkasında 2023 yılı Türkiye hedeflerinin yattığını daha önceki yazılarımda vurgulamıştım.. Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimlerine çeyrek kala Çağlayan’a “Madem gelecek Çukurova’da diyorsun.. Madem 2023’de yıllık 500 milyar dolarlık ihracat hedefine Çukurova’ya yapılacak yatırımlarla ulaşabileceğimizi söylüyorsun; o zaman seni Mersin’den aday gösteriyorum..” demişti..
Adım adım o günlere yürüyoruz.!
Yatırım noksanlığına, işsizlik gibi dev bir canavarla boğuşmasına karşın Adana’nın göbeğinde yer aldığı hinterland, ekonomik açıdan gelecek vaat etmeye devam ediyor.. Bakan Çağlayan’ın öngördüğü gibi cazibe merkezi olma yolunda atılan adımları ve harcanan emekleri görmemek haksızlık olur..
Örneğin Bosch..


Almanya’nın dünyaca ünlü teknoloji ve hizmet sağlayıcılarından Bosch, Adana’ya yatırım yapma kararı aldı.. Gaziantep ve Trabzon’la birlikte Adana’yı yatırım kapsamına aldıklarını belirten Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young, Adana Sanayici ve İşadamları Derneği (ADSİAD) Başkanı Süleyman Sönmez’le görüş alışverişinde bulundu..
Bosch deyip geçmeyin.. 125 yıllık bir dünya devi.. 
52 milyar Euro ciroya sahip ve toplam 300 bin kişiye istihdam sağlıyor.. Otomotiv, beyaz eşya ve sanayi teknolojileri iş kolunda çalışmalarda bulunan Bosch’un Türkiye’de 10 bin 250 çalışanı var ve 2 milyar Euro’luk ta bir ciroya sahip..
Bosch’un, Adana’yı yatırım için seçme kararının arkasında ADSİAD’ın ve Süleyman Sönmez’in büyük emeği var.. Daha önce yapılan görüşmeler, ADSİAD başkan ve yönetiminın yanısıra üyelerin bire bir girişimleri bunda etkili oldu.. Ama burada  kalmamalı.. Nitekim Steven Young ve beraberindekilere teşekkür eden ADSİAD Başkanı Süleyman Sönmez, Bosch’un yatırımı için altyapı çalışmalarına destek vereceklerini belirtti.. ADSİAD’ın zengin akademik danışman kadrosu dünya devine katkı sağlayacak..
Run ADSİAD run.!
Daha önce de ADSİAD aracılığıyla yatırım amaçlı Adana’ya gelen iş adamı grubu Adana Valiliği’nde kabul edilmiş, Organize Sanayi Bölgesi gezdirilmiş, Sanayi Odası ve ADSİAD’da gösterim sunulmuştu.. Kuşkusuz ADSİAD ön ayak olduğu yatırımların takipçisi olmayı sürdürecektir; kent olarak bu çabaların dönüşümünü bekliyoruz..
Adana’nın bu konudaki şanslarından birisi de Vali Hüseyin Avni Coş..  Ekonomik meselelere büyük ilgi gösteren Vali Coş, Adana’nın yatırımlardan nasiplenmesi noktasında ter akıtıyor..  

Adana (Çukurova) hükümetin 2023 öngörüleri için boşuna pilot seçilmedi.!
Yatırıma oldukça elverişli.. ADSİAD Başkanı Sönmez, Adana’yı anlatırken “Suyu, iklimi, tarım ve sanayi kültürü ile kaliteli ve nitelikli bir şehiriz..” diyor ve ekliyor..
- Bunun yanı sıra enerji havzası olma özelliğiyle öne çıkıyoruz.. Ulaşım ve istihdamda da bir sıkıntımız yok.. Adana’ya yatırım yapacak şirketler büyük avantaj sağlar.. Ülkemizde gerçekleştirilmesi planlanan Yerli Otomobil Üretim Üssü'nün Adana'da hayata geçirilmesini şiddetle istiyoruz.. Adana iş dünyası bu yükün altından kalkacak güçtedir.. Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi, Yumurtalık Serbest Bölgesi ve Ceyhan’ın önemini anlatmaya gerek mi var?..
Rakamlar da umut verici..
Adana 2011 yılında otomotiv sektörü ihracat şampiyonu oldu.. Sektör ihracatını yüzde 17,4 artırarak 20,4 milyar dolara yükseltti, ihracattan aldığı pay yüzde 15,2’ye ulaştı..
Hadi bakalım, hayırlısı..

19 Haziran 2012 Salı

CHP; Bu film burada biter mi?

Gençlik ve kadın kotasına uyulmadığı, divana seçilen Menderes Şeflek’in yönetime alınmasının yasal olmadığı gerekçeleriyle iptal edilen CHP Adana İl kongresi, Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylanarak kesinleşti.. İl Başkanı Orhan Sümer mazbatasını en geç önümüzdeki iki gün içerisinde alıp (Çarşamba-Perşembe) görev bölümü yapmayı planlıyor..
Öncelikle merak ettiğiniz bir noktaya hemen açıklık getireyim..
Kamuoyunda ve partide beğeni görmeyen kurultay delegeleri 17 Temmuz’daki büyük kongrede oy kullanabilecek.. YSK’nın İlçe Seçim Kurulu’nun kararına uyması halinde Adana CHP böyle bir problemi yaşayacaktı.. Yani Adana’nın temsil edilememesi gibi bir risk şimdilik kaydıyla ortadan kalkmış oldu..
Ancaak..
Yine de tartışmalar, partide Ankara-Adana kaynaklı haber ve dedikodular bitmek tükenmek bilmiyor.. Bunlar arasında en çok konuşulanı CHP Genel Merkezi’nin çiçeği burnunda İl Başkanı Orhan Sümer, Seyhan İlçe Başkanı Reşit Karakuş ve Çukurova İlçe Başkanı Mustafa Çelebi’ye genel merkezce “İstifa edin..” çağrısının yapılmış olduğu iddiası..
Kuşkusuz, o iddiayı muhataplarına sormak gerek..
Orhan Sümer’i arayıp sordum, şu yanıtı verdi..
-         Tamamen iddia ve dedikodu boyutunda.. Kimseden bize böyle bir telkin gelmedi.. Partide bunları konuşanların sayısı 50 kişiyi bulmaz.. Ama biz yolumuza devam ediyoruz.. Başkanlığımda oluşan yeni yönetim siyasetteki değişim ihtiyacının eseridir.. Partimizdeki kan değişikliğinin semeresini önümüzdeki yerel seçimde alacağız..”
Peki CHP Adana il yönetimi ve kurultay delegelikleri nasıl bir ortamda, hangi kıstaslar göz önünde bulundurularak, kimler tarafından yazıldı.?
-         Ali Bey, her kongrenin bir kazananı da kaybedeni de illa ki olacaktır.. Ama sonuçta partimizin kazançlı çıkması önemli.. Şimdi düşünün, Çukurova İlçe Başkanı Mustafa Çelebi arkadaşımın karşısına belediye başkanı, milletvekilleri dikilmiş.. Onlara rağmen kongreyi söküp almış.. Son iki güne kadar Seyhan İlçe Başkanı Reşit Karakuş’u kimlerin görevden aldırmak istediğini biliyoruz.. Bu şartlar altında omuz omuza gittiğimiz kongrede tabii ki listeleri hep birlikte yapacağız..Onların görüşünü almamak olur mu.? Kendi irademi ortaya koymamak olur mu.? Listeler ortak eserimizdir..”
Buyurun buradan yakın.. Zihni Aldırmaz’ın meşhur Ortak Akıl’ı CHP’de de yerini bulmuş anlaşılan..
Espri bir yana..
CHP Seyhan İlçe Başkanı Reşit Karakuş’la da söylentiler hakkında konuştum, “Doğrudur.. Bizim de kulağımıza bu tür şeyler geliyor.. Ama inanın hiç birinin aslı astarı yok” dedi..
Sular durulmuyor ki..
Buna karşın Kılıçdaroğlu’nun süreçten hoşnut olmadığının altını kalınca çizen bazı partililer, ısrarla “Bu film burada bitmez..” değerlendirmesinde bulunuyor.. Hatta şimdilik istifa telkini yoluyla denenen yöntemin kurultay sonrası görevden almaya kadar gideceğini savunuyorlar..
CHP klasiği..
Senaryosu bol, ama hiçbir filmi de kavgasız ve mutlu sonla bitmemiş.. İnşallah kendileri huzura kavuştuktan sonra ülkeyi de huzura boğarlar..

18 Haziran 2012 Pazartesi

Adanalılar Refleks'ini konuşturdu..

Bu yazı normal şartlar altında geçtiğimiz hafta yayınlanacaktı.. Ancak Adana olağanüstü hareketli günler geçiriyor.. CHP’nin iptal edilen kongresi, Çukurova Üniversitesi’ne düzenlenen operasyon derken yazı bu haftaya sarktı..
“Kentte hep te olumsuz şeyler mi oluyor?” sorusunu ters yüz eden onurlandırıcı bir olayı sütunlarımıza konuk edeceğiz..
Adana Sanayi Odası’ndan tanıdığımız Mehmet Uluğtürkan, bundan dört yıl önce medya dünyamıza yeni bir yayın organı kazandırdı.. “Refleks” adlı gazete, bölgemiz iş dünyasının ve ekonomisinin nabzını tutan kaliteli ve seviyeli bir gazete.. İçeriğinden sayfa düzenine, çalışanlarından okuyucularına farkını kısa sürede kanıtlayan Refleks, geçtiğimiz günlerde önemli bir ödül aldı..
Türk medyasının en etkin kuruluşlarından biri olan Ekonomi Gazetecileri Derneği “En İyi Bölgesel Ekonomi Gazetesi” ödülüne Adana’nın Refleks’ini layık gördü.. Jüride Vahap Munyar’dan Abdurrahman Yıldırım’a kadar sektörün duayen isimleri olduğu ve bu ödülün pek te kolay verilmediği unutulmamalı..
Refleks bu ödülü gerçekten hak etti.! 
Buraya kadar her şey normal.. Elbette, yaşadığımız kentten bir yayına “En İyi Bölgesel Ekonomi Gazetesi” ödülü verilmesi hepimizi sevindirir.. Ancak, bu ödülün kazanılması çok daha mutlu olacağımız, umut verici bir tabloyu şekillendirdi.. 
Refleks Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Uluğtürkan, İstanbul’da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan ödül almak üzere sahneye çıktığında yanında kimler yoktu ki..  Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, Doğu Akdeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyon Başkanı Süleyman Onatça, Adana SİAD Başkanı Süleyman Sönmez, Adana GİAD Başkanı Tamer Gülcan, AGİD Başkanı Ahmet Coşkun, Refleks’in ödülünü birlikte almak için sahnedeydi.. Refleks’in ödülünü almak için taa yüzlerce kilometreden kalkıp gelmişlerdi..
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner başta olmak üzere iş dünyasının en etkin isimleri ve ekonomi yazarlarından oluşan 600 kişilik davetli grubu önce sahnedeki Adanalılar’ı önce şaşkınlıkla izledi, sonra da alkışa boğdu.. Güç, gurur ve şeref tablosuydu..
Adana, çok farklı bir dönemi yaşıyor.!
Başarılar artık bireyselde kalmıyor.. Kent, başarıları kucaklamayı ve paylaşmayı hızla öğreniyor.. Adana, durumun anlam ve önemini kavrayıp meyvelerini almaya başladı.. Aslında..
Adana Demirspor’un final maçı için güç birliği edilerek Denizli’ye gidilip kupanın birliktelikle kaldırılması yeni bir dönemin belki de ilk kıvılcımıydı.. Benzer bir tablo Refleks’in ödül töreninde, İstanbulda ikinci kez yaşandı.. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tek yürek Adanalılar’ı karşısında görünce, “Helal olsun size..” demekten kendini alamadı.. Bu tablo ve anlayış devam ettiği sürece Adana hız artıracaktır.. Herkes bilir ki; yükselirken ayaklarından çekilmeyecek ve sevinçler paylaşılacaktır..
Tıpkı tasada da olduğu gibi.!
Adanalılar olarak Refleks’imizi konuşturduk.. Hem “En İyi Bölgesel Ekonomi Gazetesi”ni yayınlamanın onurunu yaşadık; hem de birliktelik refleksini gösterdik..
Böyle, ama hep böyle olalım.!

     

16 Haziran 2012 Cumartesi

Akınoğlu ismi üniversiteden sökülüp atılsın..

Kamunun parasını, arsalarını cebellezi eden her kim varsa malum ibretlik sondan kurtulamıyor.. Devletin 2 bin 500 lira maaşla çalışan, ev kirasını zor ödeyen, çocuklarının okul masrafını bin bir güçlükle denkleştiren belki de ayakkabısı yırtık polisi kurumlardaki vurgun ve soygunlara geçit vermiyor..
Ellerine yüreklerine sağlık..
Büyükşehir Belediyesi, Numune Hastanesi, Devlet Demir Yolları vs. derken son olarak Çukurova Üniversitesi’nde böyle bir operasyon gerçekleştirildi.. Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu dönemini kapsayan haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, resmi belgede sahtecilik, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, rüşvet, tehdit, görevi kötüye kullanmak iddialarıyla soruşturma başlatıldı..
Şimdilik 15 kişi gözaltında..
Aralarında Çukurova Üniversitesi’nin gizli rektörü olarak tarif edilen meşhur Emel Soyçelik de var.!
Üniversitenin idari birimlerinin yanı sıra Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu’nun makam ve konutu da  didik didik edildi.. Cuma günü üniversitedeki Akınoğlu yandaşlarının korku ve telaşını bir görmeliydiniz.. Unutmasınlar, operasyonun büyüyerek devam edecek..
Geçmişe dönelim..
Adana Haber Gazetesi’nde yayınlanan bir köşe yazımda, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin kurulması için arsa meselesi gündeme geldiğinde protesto eyleminde en ön safa çıkan Alper Akınoğlu’nun tribünlere oynadığını yazmıştım.. Dediğim aynen çıktı.. Rektör Bey başına geleceklerini önceden tahmin ettiğinden o gün kahramanlık taslamaya çalıştı.. Aklı sıra üniversitenin mal varlığını nasıl da korumakta olduğunu cümle aleme gösterecekti..
Ç.Ü’nün malı mülkü parası böyle mi korunur a be Akınoğlu.? Kendi dönemini kapsayan ihalelerdeki rezaletleri nasıl izah edeceksin.?
Ucu kime kimlere  dokunacaksa dokunsun bir dönemin imparatorluğunun ve rantının hesabı mutlaka sorulmalı.. Bu konuda devletin savcısına da polisine de sınırsız güveniyoruz..
Sırası gelmişken..
Operasyonun, dönemini kapsadığı Alper Akınoğlu’nun adı üniversitede bir bulvara ve kongre merkezine verilmiş durumda.. Bunun da nasıl olduğunu pekala iyi biliyoruz; fakülte kurullarına maddi ve manevi baskı yaparak.. Yeni  rektörün ilk işi Alper Akınoğlu isminin oralardan sökülmesi olmalıdır.. Zira o isim oralarda kaldıkça vurgun ve zulüm dolu 8 yıl kendini hatırlatmaya devam edecek..
Son bir not..
Çukurova Üniversitesi’ndeki soygun ve vurgunu sıklıkla kaleme alan, belgeleriyle paylaşan Adana Haber Gazetesi’ne ve Rifat Söylemez’e Adana kamuoyu teşekkür borçludur..
Bunu esirgemeyin..

13 Haziran 2012 Çarşamba

Azim Hoca'dan Aldırmaz'a dolaylı destek

Adana Büyükşehir Belediyesi’nde önce Hıdır Bahçe’nin kurgulayıp Askeri Dağlı’yı sahaya sürerek başlattığı Zihni Aldırmaz’ı başkanvekilliğinden düşürmeye yönelik operasyonun son halkasını Mustafa Esenkurt oluşturdu..
Tıpkı 4 x 400 bayrak yarışı gibi..
Bahçe, Dağlı, Esenkurt, daha kim bilir kim.?
Büyükşehir Belediye Başkanvekilliği’ne seçildikten sonra üyesi olduğu Seyhan Belediye Meclis toplantılarına katılmayan Zihni Aldırmaz’ın yasa gereği meclis üyeliği düşeceği beklentisi içinde olanlar otomatikman Büyükşehir Başkanlığı’ndan da olacağını hesaplıyor..
Bu konuda iki ay önce bir sade vatandaşa (!) Başbakanlığa, İçişleri Bakanlığı’na ve Adana Valiliği’ne hitaben değme hukukçulara taş çıkartacak bir dilekçe yazdırıldı.. Maksat rüyaları hasıl olsun.. Ardından Mustafa Esenkurt Seyhan Belediye Meclisi’ne taze bir dilekçeyle başvurdu.. Kafası karışık olanlar için bundan sonraki süreci şöyle anlatayım..
Seyhan Belediyesi, Zihni Aldırmaz’ın devamsızlık cetvelini Adana Valiliği’ne gönderdi.. Vali Hüseyin Avni Coş, İçişleri Bakanlığı’nın görüşünü de almak suretiyle bir karara varıp bunu taraflara tebliğ edecek.. Bu noktada hukukçuların çoğunluğu zaten Büyükşehir Meclisi Başkanı da olduğundan Aldırmaz’ın Seyhan meclis toplantılarına katılmasının şart olmadığını vurguluyor.. Azınlıkta kalan bir grup ise tam tersine Aldırmaz’ın meclis üyeliğinin dolayısıyla başkanvekilliğinin düşeceğini öne sürüyor..
Valiliğin tebliğ edeceği karardan sonra doğal olarak her iki taraf için de hukuki süreç başlayacak.. Düşürülürse Zihni Aldırmaz, düşmezse 4 x 400 bayrak yarışçıları yargı yoluna gidecek..
Amaaaaa, unutulan bir ayrıntı var.!
Zihni Aldırmaz meseleye fevkalade aldırmış ve 2010 yılı Ekim ayında İçişleri Bakanlığı’ndan “Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili olduğundan Seyhan Meclis toplantılarına katılmasına gerek yoktur” görüşünü yazılı olarak almış.. Bu yazı Seyhan Belediyesi tarafından devamsızlık cetvelinin ilişiğine eklenmek suretiyle Valiliğe gönderildi..
Azim Öztürk ilk defa okuyup işiteceğiniz bir açıklamada da bulundu..
- Bana sorarsanız bu girişimden olumlu bir sonuç alınabileceğine ihtimal vermiyorum.. Kaldı ki kaostan yana da değilim.. Adana’nın bu kadar sorunu varken ve bunlarla ilgilenmek gerekirken abesle iştigal etmemek lazım.. Kente olan sorumluluklarımızı asla ikinci plana itmemeliyiz..”
Azim Hoca’yı tebrik ediyorum..
Aslında neden bu yola başvurulduğu gayet açık..
Birincisi, başkanvekilliğinin kendisinin hakkı olduğu gerekçesiyle hesap defterini bir türlü kapat(a)mayanlar..
İkincisi, Büyükşehir Belediyesi’nde talepleri reddedilip rant beklentileri kör kuyuya gömülenler..
Son olarak ortak akıl diye yola çıkıldığını hatırlatıp kente verilen hizmetlere sadece Aldırmaz damgasının vurulmasından rahatsız olanlar..
Kente karşı sorumluluk ön plana alınmadıkça meclisteki rant örtülü isyan girişimleri çatlak bir ses olmaktan öte geçemeyecek..
Sözün özü, önce Adana.!

11 Haziran 2012 Pazartesi

CHP'liler CHP'yi katlederken..


Cumhuriyet Halk Partisi'nde tam sular duruldu derken bir de baktık ki fırtına yeniden, hem de daha sert esiyor.. CHP il kongresi sürecindeki olumsuz gelişmeler ana muhalefet partisinin Adana kanadında yeni tartışmalar başlattı..

Kongre öncesinde milletvekilleri arasındaki ayrışma ve sürtüşmeler zaten hayra alamet değildi.. Bazı milletvekilleri etnisite ve mezhep gömleğini giyip bireysel siyasi rantlarını bu gömleğe sığdırmaya çalıştı.. Burada hedeflenen partinin büyümesi ve iktidar olması değil sadece kendi siyasi ikballerinin hayat bulmasıydı..

Kongreye de bu yüzden gelmediler.. Aday çıkaramayıp kaybedeceklerini anlayınca kongreyi sabote etmek adına katılımın bu denli düşük olması için harcadıkları çabayı biliyoruz..

Yeri gelmişken..

Son günlerde söylenmiş en ayıplı cümle 'Partiyi Kürtlere mi teslim edeceğiz?' şeklinde olandı.. Bir milletvekili tarafından dillendirildiği öne sürülen bu söylemin sahibi mutlaka ortaya çıkmalı.. Kendini mert, sözünün eri siyasetçi olarak nitelendiriyor; o halde 'Ben dedim' diyebilmeli.. Yarın hangi yüzle Kürt seçmenin önüne çıkıp oy isteyeceksin.? Irk ve mezhep ayrımı insanlığa, sosyal demokratlığa yakışır mı.?

Bu konuda ümitliyim, muhterem mutlaka konuşacaktır..

Gelelim kongreye.. CHP Adana il kongresinde bir dizi gerginlik ve hata yaşandı.. Listeyi gören Ceyhan örgütü salonu terk etti.. Gerekçeleri listede ilçedeki muhalefete yer verilmiş olmasıydı.. Bu Orhan Sümer ve ekibinin kendi takdiridir.. Ancak geneli itibarıyla yönetim kurulu ve kurultay delegelikleri listeleri beğenilmedi.. Tabiri caizse listeyi gören salondan kaçtı.. Daha kucaklayıcı ve şeffaf  isimlere ağırlık verilebilecekken bu konuda zafiyet gözlemledim.. Konsensüs sağlanabilirdi..

Unutmamalı ki kalem kimdeyse güç ondadır.!

Üç genel başkan yardımcısının katıldığı kongrenin divan başkanlığı yapan Sezgin Tanrıkulu direkt seçime gitti.. Halbuki tüzükteki kadın ve gençlik kotasını dikkate alıp aday olup olmadığını salona sorması gerekiyordu.. Kadınların tepkisini anlayabilmek pekala mümkün..

Yangından mal mı kaçırılıyordu.?

Tartışılan bir başka konu divan katipliğine seçilen Menderes Şeflek'in yönetime girmiş olması.. Bazı kaynaklar bu iddiayı seslendirip kongrenin iptalini isterken, görüşüne başvurduğum İl Başkanı Orhan Sümer ancak Disiplin Kurulu'na seçilmesi halinde bu yaptırımın geçerli olacağını savundu.. Bazı CHP'liler de Şeflek'in istifası halinde sorunun çözülmüş olacağını belirtiyor..

Kongre iptaline ilişkin iddialar konuşuluyor, tartışılıyor.. Kurultaya Adana ‘sız gidileceğini dahi öne sürenler var.. Orhan Sümer'e sordum, işte yanıtı..

- Hiçbir sorun yok.. Kongremiz tüzüğe ve teamüllere uygun olarak tamamlanmıştır.. Havaalanına kadar yolcu ettiğimiz Genel Başkan Yardımcılarımız Nihat Matkap, Sezgin Tanrıkulu ve Hurşit Güneş teşekkür edip Adana'dan ayrıldılar.. Mazbatamızı alıp çalışmalara derhal başlayacağız.."

CHP'de durum bu..

Ancak yönetim kurulu ve kurultay delegelikleri listelerine tepki uzunca bir süre dinmeyecek gibi.. Çocuk ölü doğdu ana fikri CHP'de hakim.. Bu atmosferde gidilecek seçimler ve yapılacak sokak çalışmaları CHP'ye sandıkta nasıl bir katkı sağlar, onu da hep birlikte göreceğiz..

CHP'nin işi zor, çok zor..

Bu sorun salt yeni yönetimin kongre günündeki hatalarına bağlanmamalı.. Etnisite ve mezhep gömleği giyerek siyasi ikbal peşinde koşanları da es geçmemek lazım..

Masum değilsiniz, hiç biriniz.!

9 Haziran 2012 Cumartesi

MHP'Lİ İzgioğlu; ek vatan tek bayrak diyen herkes adayımız olabilir


Geçtiğimiz haftalarda “CHP Büyükşehir’i AK Parti’ye kendi elleriyle teslim etti..” başlığıyla kaleme aldığım yazı MHPlileri oldukça kırmış.. Sıkça “Adana’da başka parti yok mu.?” serzenişiyle karşılaştım.. Haklılar olabilirler.. Milliyetçi Hareket Partisi Adana İl Başkanı Mustafa İzgioğlu ile sohbetimiz bu minvalde başladı.. “Adanalı sizin gibi saygın ve güçlü bir kalemin ne demek istediğini anlamıştır, yormayın kafanızı” dedi..
İzgioğlu, en büyük idealinin sağ seçmeni MHP çatısı altında toplayarak, birlik ve beraberlik ruhunu oluşturmak olduğunu söyledi.. Türkiye’de seçmenlerin yüzde 65’inin sağ tandanslı olduğuna dikkati çekerek, Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu oyların tamamını alabilecek potansiyele sahip olduğunu öne sürdü.. Ancak şartı var; yelpazenin geniş tutulması..
Yelpaze derken..
Mustafa İzgioğlu’nun kapsam tarifi bana oldukça anlamlı geldi .. Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi, DSP, hatta AK Parti ve hatta CHP.. Bu vatan bu bayrak bizim diyen herkesin MHP’ye oy verebilecek durumda olduğunu; hatta bu isimlerin yerel seçimde MHP’den belediye başkan ve meclis üyesi adayı dahi gösterilebileceğine işaret etti.. "Bu konuda görüşmelerimiz var. Bu vatanı düşünen, bu ülke bizim diyen herkes bizim yol arkadaşımızdır.. dedi..
Çok ilginç ve önemli bir açılım.. MHP İl Başkanı İzgioğlu’nun gerekçelerini de öğrenelim..
Türkiye’nin yaşamakta olduğu sürecin önemini ve kritikliğini hatırlatıp, “Adeta son virajdan geçiyoruz.. Ya Türkiye üniter yapısını koruyacak ya da bölünüp eyaletlere ayrılacak.. Bu nedenle ülkenin direnci artmalı vatan ve bayrak diyenler safını belirlemelidir.. Biz de MHP olarak Adana’da birlik ve beraberliği sağlayacak isimleri bu kitlenin önüne seçenek olarak sunabilmeliyiz..” değerlendirmesinde bulundu..
Ayrımcılık politikalarına da değinen Mustafa İzgioğlu Kürt kökenli vatandaşlar ile PKK terör örgütünü bir tutmayacaklarını anlattı.. Ardından ekledi..
-         Aynı annenin iki evladı bile zaman zaman tartışabilir, fikir ayrılığına düşebilir. Bu ülke hepimizindir; bazıları uçakla kaçabilir ama biz ve evlatlarımız bu ülkede hep birlikte yaşamaya devam edeceğiz.."
MHP’de son durum bu.. Yerel seçimlerin 6 ay erkene alınması ihtimaline karşı hazırlıklar devam ediyor.. Partililer Mustafa İzgioğlu nezaretinde harıl harıl çalışıyor.. Sokaklara inen MHP semeresini sandıkta görebilmenin heyecanını yaşıyor..
Hayırlısı..

7 Haziran 2012 Perşembe

Zeydan Karalar da Özgümüş’ün "Aday Ol" teklifini reddetti

“Ne diyorsak o..” diye sihirli ve biraz da kişisel beceriyi ön plana çıkartan cümle var ya, onu burada kullanmak durumundayım.. Hatırlarsanız Orhan Sümer’in CHP Adana İl Başkanlığı’na adaylığını ve en şanslı isim olduğunu ilk kez bu sütunlarda okumuştunuz.. Hatta daha da ileri gidip tek listeli bir seçim olursa da şaşırmamanız gerektiğini vurgulamıştım..
Tablo aynen ona doğru gidiyor..
CHP milletvekili Ümit Özgümüş Orhan Sümer’e karşı isim arıyor, bulamıyor.. Zira Sümer’in geniş katılımlı basın toplantısından sonra Adana CHP’de rüzgarın yönü iyice belli oldu.. Sümer’den rahatsız olduğunu bildiğimiz CHP milletvekili Ümit Özgümüş önce Yüreğir İlçe Başkanı Turgut Üstün’ü il başkan adaylığına iknaya çalışıyordu.. Unutmayalım ki aynı Özgümüş bilahare Ankara’ya “Turgut Üstün tutmuyor.. Gökhan Yağ en ideal isimdir..” demişti..
Tükürülen yalanmaz ki..
Bu yazı kaleme alınana kadar Turgut Üstün’dan “Adayım..” açıklaması gelmedi.. Öğlen saatlerinde (7 Haziran Perşembe) kendisini aradım.. “Genel merkezle de konuştum.. Bu akşam saatlerine kadar aday olup olmama noktasında nihai  kararımı vereceğim..” dedi.. Ama olumsuz bir hava sezdiğimi de belirtmeliyim..
Bu arada Özgümüş boş durmuyor..
CHP’nin mevcut İl Başkanı Zeydan Karalar’ı Orhan Sümer’e karşı aday çıkarma girişiminde bulundu.. Ne yazık ki bu hesabı da tutmadı.. Karalar, Özgümüş’ün teklifini kibarca reddedip “Adaylık düşünmüyorum..” dedi.. Bunu doğrulatmak için Zeydan Karalar’ı da aradım; her zamanki nezaketiyle “Duyumunuz doğrudur.. Ümit Bey’in bana teklifi oldu.ama reddettim.. kongrede aday olmayacağımı söyledim..” yanıtını verdi..
Size bir soru..
Ümit Özgümüş neden CHP il kongresine bu kadar asılıyor.?
Yanıtını CHP’liler gayet iyi biliyor.. Çünkü kongreden çıkacak yapı CHP’yi yerel seçime taşıyacak.. Bu yüzden partinin dizginlerini elinde tutmak isteyen Özgümüş, kendisine Büyükşehir Belediye Başkan adaylığının yolunu açacak  kadroların seçimi kazanmasını arzuluyor.. Maalesef delege ve ilçe seçimlerinde bu şansı yitirdiğinden son şans olarak İl’e sarılıyor..
Önemli bir ayrıntı..
Özgümüş’ün bu tavrı aslında bir ekipçilik ruhundan kaynaklanmıyor.. Tamamen kendi kurgularına ve siyasi rantına dayalı anlayışa sahip olduğundan yol arkadaşı bulmakta zorlanıyor.. Burada “Özgümüş’e duyulan siyasi güvensizlik ve hatta onun egosuna alet olmama” deyimini kullanmak daha doğru olur..
Bu fotoğraf gösteriyor ki, CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı asla Ümit Özgümüş olamayacak.. Aynı zamanda da Seyhan ilçesinde bir Arap kökenli adayın şansını da alabildiğine kuvvetlendirmektedir.. Herkes hesabını ona göre yapsın..

5 Haziran 2012 Salı

Molotof kullanımı yarı yarıya düştü

Tecrübeli, kararlı ve yürekli yöneticiler ortaya çıkıp gerçekleri topluma haykıracak ki, sorunlarımızın çözümünü kolaylaştırabileceğiz.. Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı molotof kokteyli için “Meyve kokteyli değildir.. Yanıcı yakıcı madde olup bal gibi silahtır.. Bu kapsamda değerlendirilirse molotof kokteyli kullanımının önüne geçilmiş olunur..” demişti..
Bazı çatlak sesler yükseldi..
Polisi önüne gelene rastgele silah kullanacak olan Teksas kovboylarına benzetenler dahi çıktı.. Bunlar terörün ne bela bir şey olduğunu idrak edememiş, aslında dolaylı bir biçimde terör örgütünü cesaretlendiren kişi ve görüşlerdi..
Buna karşın..
Kamuoyunun çok daha büyük bir kesimi Adana Emniyet Müdürü Avcı’nın önerisine destek verdi.. Avcı’nın önerisi bilhassa Adana’da geniş yankı buldu ve Çukurova topraklarından yükselen ses molotofun terördeki önemli yerini ve içerdiği can tehlikesini Türkiye’ye bir kez daha hatırlattı..
Bilinmiyor muydu.?
İstanbul Küçükcekmece’de İETT otobosüne molotoflu saldırıda kaybettiğimiz 17 yaşındaki Serap Eser’i hala unutmadık.. Adana’da bir iki çocuklu bir ailenin evi molotof ile yakılmak istenmedi mi.? Terör örgütünün kahraman (!) gerillaları 5 lira karşılığında çocukların eline molotof verip ön saflara sürmedi mi.? O molotoflar, kullanmaya kalkışan çocukların da canını yakmadı mı.?
Avcı’nın “Molotof likid bomba sayılsın” önerisinin ardından Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir kararında hem molotofu hem de 16’lı havai fişekleri silah olarak kabul etmesi terörle mücadelede dönüm noktasını oluşturdu..
Konuşulması bile yetti; sahada molotofun da havai fişeğin de kullanımı azaldı.. Adana‘da buna ilişkin rakamları Emniyet Müdürü Mehmet Avcı’dan rica ettim.. Görüldü ki önemli düşüşler var.. Rakamlar vermek gerekirse..
2011 yılı Mayıs ve Kasım ayları arasında..
Terör örgütü mensupları toplam 727 molotof, 60 el yapımı patlayıcı kullanmış.. Havai fişek sayısı ise 3 bin 891.. Aynı dönemde ele geçirilen  molotof sayısı 166..
2011 yılı Kasım ile 2012 Mayıs ayları arasında..
Molotof sayısı yaklaşık yarı yarıya düşüp 408 kez, el yapımı patlayıcı da 22 kullanılmış.. Havai fişek yaklaşık 10 kat düşüş gösterip sadece 360 kez atılmış..Adana polisinin bu dönemde 182 molotof ele geçirmiş..
Avcı’nın önerisi ve devamında yargının yaptırımları caydırıcı olmuş..
Daha fazla söze gerek var mı.?



3 Haziran 2012 Pazar

Gökoğlu dikkat; Bank Asya şakaya gelmez..

“Ulaştığın zirveyi korumak onu elde etmekten daha zor..” tesbiti ne kadar da doğru.. Adana Demirspor mucizelere kalan işini Ercan Albay’ın teknik direktörlüğe gelmesiyle birlikte kolayladı ve play off karşılaşmaları sonucu Bank Asya Ligi’ne çıkmayı başardı..
Bu onur futbolcuların, Albay’ın ve taraftarındır.!
Ercan Hoca’nın gelişinden itibaren ceplerine giren para sadece ve sadece futbolcu başına 16’şar bin lira.. Buna play off süreci de dahil.. Halbuki kulüpten alacaklarının toplamı 3 milyon lirayı buluyor.. İşte maddi sıkıntının göbeğindeki bu futbolcular lig boyunca büyük bir onur mücadelesi verdi.. Akıttıkları her damla alın teri analarının ak sütü gibi helaldir.. Birilerini de düşündürmelidir..
Öyle ya..
Kuru kuruya olmuyor ki bu işler.. Aslanlar kahramanlar diyerek motive etmeye çalışmak, maç sonunda alınlarından öpmek yetmiyor.. Karın doyurmuyor.. Paradan ne haber, paradan.? Bu çocukların hepsi profesyonel ve evlerinin geçimini futbol topunun peşinden koşarak sağlıyorlar..  Peki final maçının ardından soyunma odasında sınırlı da olsa ödeme yapmak gerekmez miydi.?
Yapılamadıysa ayıp yönetimindir.. Adana’nındır..
Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz 20 ayda Demirspor’a 7 milyon lira (eski parayla 7 trilyon lira) katkıda bulundu.. Son dönemde Aldırmaz’ın 300 bin lira parasal takviyesi olmasaydı belki de Demirspor play off maçlarına çıkamayacaktı.. Daha ne yapsın..
Peki yöneticiler elini cebine ne kadar attı.?
Demirspor kaynaklarından edindiğim bilgi Başkan Mehmet Gökoğlu’nun son kongreden sonra kulübe 100 bin liraya yakın para verdiği şeklinde.. Diğer yönetim kurulu üyeleri ise 3’er 5’er bin lira ile işi geçiştirdiler.. Şaka gibi..
Köklü Demirspor’da yöneticilik bu kadar ucuz bu kadar kolay olmamalı.!
Öte yandan geçmişin sorgulamasını yaparken geleceği de öngörebilmek lazım.. Zira Bank Asya’da mavi şimşeklerin işi çok zor.. Vestel Manisa, Samsunspor, Rizespor, Göztepe Ankaragücü gibi devler Demirspor’u bekliyor.. Bu yüzden bir yandan futbolcu alacaklarını öderken bir yandan da transfer takviyesinde bulunulması şart..  
Şakaya gelmez, aksi takdirde Bank Asya’da tutunmak çok zor..
Bu yüzden kimse kusura bakmasın.. Bedavaya etiket sahibi olma günleri geride kalmıştır.. Başkan Mehmet Gökoğlu kaldığı yerden devam etmek istiyorsa cebinde akrep olmayanlarla işi götürmeli..
Kongre fırsat, tercih Gökoğlu’nun.. Ya kahraman olacak ya da takımı küme düşüren başkan.!

1 Haziran 2012 Cuma

Zihni Aldırmaz ve Ortak Akıl’ın kökeni..

Zihni Aldırmaz Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili seçildiği günden itibaren Ortak Akıl deyimini ağzından eksik etmedi.. Büyükşehir’i hangi anlayışla yöneteceğinin ipuçlarını verdi, süreçte de hakikaten bu çizgiden sapmadı.. Aldırmaz’ın Ortak Akıl projesi sadece belediyedeki siyasi dengeleri korumaya endeksli olmayıp Adana kamuoyuna yönelik bir mesajdı.. Biraz daha açmak gerekirse Büyükşehir Meclisi’nin iradesine saygı kadar Adana’nın dinamiklerini de belediye yönetimine dahil etmeyi ve bir düşünce platformu oluşturmayı içeriyordu..
Başardı da..
“Ben Bilirim”cilikten uzak, Adana’nın kaderiyle ilgili konularda görüş almayı benimseyen tutumu yaşadığımız topraklara olumlu yansıdı.. Mucizeler yaratmasa da gerek kendi tecrübesi gerek ortak aklın katkısıyla kent yaşamını rahatlatıcı küçük dokunuşlar gerçekleştirdi..
Ortak aklın bir parçası da galiba kavgayı ve siyasi tutuculuğu reddetmiş olması.. Bu bağlamda iktidar partisiyle sağlıklı ilişkiler kurarak önemli yatırımların zemin yaratıcısı ve destekleyicisi oldu.. Sarıçam’daki Stadyum, Kapalı Spor Salonu ve Olimpik Yüzme Havuzu, metronun Ulaştırma Bakanlığı’na devriyle güzergahının Ç.Ü’ye kadar uzatılması, Güney Kuşak Bulvarı, D-400 üzerinde battı çıktılar, vs..
Düşünüyorum da..
Geçmişte kavgalardan ve “Sadece ben bilirim”cilikten neler çekmedik ki.? Adana nice hatalı proje ve yatırımlara sahne oldu, ne servetler toprağa gömüldü.. Madden ve manen büyük zarar gördük.. 2009’da da kazara CHP adayı Ümit Özgümüş seçilmiş olsaydı Ortak Akıl değil “Sadece ben bilirim” anlayışı devam edecekti.. Büyükşehir’i ego yönecekti.. Yok eğer AK Parti adayı Mehmet Ali Bilici kazansaydı tam tersine Ortak Akıl ya da en azından buna yakın uyumlu bir zihniyet yönetime hakim olurdu..
Bu arada literatüre bakıp Ortak Akıl’ın bilimsel kökenine indim.. Bunlardan Açık Alan Teknolojisi en belirgin Ortak Akıl yöntemi olarak karşımıza çıkıyor.. Nedir, bakalım..
“20 yılı aşkın süredir dünyanın pek çok yerinde şirketlerden hükümetlere, çatışmalı gruplardan ilkokul öğrencilerine kadar pek çok farklı grup tarafından kullanılan bir yöntem.. Hedef ya da sorunun ilgilendirdiği tüm tarafları o konuyu, önceden hazırlanmış hiçbir ajanda olmadan, konuşmak üzere bir araya getiriyor.. Grupların kendi kendine organize olmaları prensibine göre işleyen, hiyerarşik olmayan ve herkesi eşit katılıma davet eden, bireyin ve toplulukların bilgeliğine ve kendileri için en iyi çözümü uzmanların müdahalesi olmadan üretebileceklerine inanan, en karmaşık sorunlara dahi çok kısa sürelerde pratik çözümler üretilmesini mümkün kılan katılımcı, demokratik ve çoğulcu bir metod.. Aynı zamanda insanın hayatında sınırsız olasılıklara yer açan, insanın idealleri ve değerleri için sorumluluk alma bilincini ve girişimcilik ruhunu geliştirerek insanı özgürleştiren bir yaşam felsefesi..”
Ne dersiniz, Aldırmaz’ın söylemi ve yaptıklarıyla birebir uyuşmuyor mu?