31 Ekim 2012 Çarşamba

CHP; Ziyapaşa seni aldatır, varoşları unutma.!



29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Cumhuriyet Halk Partisi Adana örgütleri sınıfı yıldızlı pekiyi ile geçti.. Kentin farklı bölgelerinden gelen binlerce partilinin buluşma noktası Uğur Mumcu Meydanı oldu, Ziyapaşa Bulvarı üzerinden Atatürk Parkı’na yüründü..
Cumhuriyet coşkusu doruktaydı..
Orhan Sümer ve yönetimini öncelikle tebrik ediyorum.. Hem aykırı grupları içlerinden ayıklayıp olay çıkmasına izin vermediler, hem de Adana milletvekillerinin hiçbirinin destek vermediği bu kutlamalarda onlara ihtiyaç duymadıklarını kanıtladılar..
Eminim ki Ziyapaşa Ziyapaşa olalı, böyle resmi bayram kutlaması görmemiştir.!
*         *         *
Buraya kadar eyvallah..
Elbette hiç kimsenin bir diyeceği olamaz.. CHPliler’in rejime sahip çıkma yolundaki emeklerine ellerimizi patlatırcasına alkış tutarız..
Ama yerel iktidar olma yolunda da CHP’nin izleyeceği güzergah yine Ziyapaşa Bulvarı olarak algılanırsa o zaman durum vahim demektir.. Aynı stratejinin izlenmesi CHP adına koskoca bir hüsrana yol açar, şimdiden uyarması..
Çünkü..
Bayramın kutlama merkezi başka, CHP’yi yerel iktidara taşıyacak oy depoları başka adrestedir.. Cumhuriyet mitinglerinden sonra alınan sonuç ibretlik bir örnek olarak göz önünde bulundurulmalıdır.. Salt sistemsel değerlere sarılıp yoksul halk kesimlerinin yaşadığı varoşlara inememek, en can alıcı kulvarda geriye düşmek demektir.. Zira o değerleri koruma ve ilelebet yaşatmanın yolu meydanlardan değil sandıktan geçiyor..
CHP, Ziyapaşa’daki başarısını sandıkta taçlandırmak zorundadır..
Önce iktidar olmalı.!
Gidebiliyorsanız orada.. Ona göre başkan adayları, ona göre meclis üyesi belirleyin; buyurun varoşlara..
*          *         *
 Cumhuriyet Halk Partisi’nin Adana’da varoşlarla bağlantısını kısmen de olsa sağlayanlar var, aslında..
Gençler.. Ve ben o gençlere haksızlık ettim..
“Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, CHP’nin tuzu kurularını ve yakınlarını gönendirip işe almış..” eleştirisinde bulunmuştum..
Doğru.. Arıkan sözleşmeli olarak tuzu kuruları istihdam etmiş.. Kimler yok ki; meclis üyelerinin eşleri, müteahhit çocukları.. Maalesef CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Polat ile İl Gençlik Kolları Başkanı Gökhan Babayiğit’e özür borçluyum.. Bu iki halk çocuğunu tuzu kuruların arasına dahil edip gönendirilmiş olarak gösterdim..
Halbuki tuzu kurular paraya para demezken, iki genç Çukurova Belediyesi’nin bir taşeron firmasında asgari ücretle çalıştırılıyor.. Polat ve Babayiğit, arta kalan zamanlarında da arkadaşlarıyla gece yarılarına kadar CHP’nin iktidarı için emek harcıyorlar.. Üstelik PKK’nın etkin olduğu mahallelerde üye kaydı ve miting yapıp CHP’yi varoşlarla buluşturuyorlar..
CHP’nin yerel iktidarı tuzu kuruların değil bu gençlerin omuzlarında.!

29 Ekim 2012 Pazartesi

Çelikcan'dan kentsel dönüşüm için yeni yol haritası!



Bayramın üçüncü günü Optimum’daydım.. Kentin doğu yakasına ait her kesimden, her mahalleden, her yaştan ve her gelir grubundan kalabalıkla haşır neşir oldum.. Kimi sadece vitrinlere bakmakla yetinirken kimi 50, kimi de belki 500 lira harcadı.. Ancak bir arada olmanın dayanılmaz mutluluğunu yaşadılar.. Kentlilik bilincinin ve ortak yaşamın pekiştirilmesine, dolayısıyla suçun (terör de dahil) azaltılmasına, toplumsal barış ve eşitliğin sağlanmasına yönelik bu tür yatırımların artması elzemdir..
Aslına bakarsanız böylesi yatırımlar meselenin sadece nüansı.. Meselenin kilit noktası kentsel dönüşüm.. Seyhan Belediyesi’nin Adana’nın kentsel dönüşümündeki miladı sayılan girişimi, öncelikle Yüreğir’de ete kemiğe büründürülmeliydi.. Daha çok ihtiyaç duyan, Yüreğir’di..
Ama nasıl.?
Özel değerleme firmasının yürüttüğü kamulaştırmada ancak yüzde 36 seviyesine gelinebilen Kışla’da, TOKİ ortaklığındaki 750 konutluk kentsel dönüşümün tamamlanması bu gidişle gelecek döneme kalacak.. Buna karşın 2 bin 500 konutun hedeflendiği Başak Mahallesi’nde boş alanların da varlığı sayesinde sorun çok daha kolay aşılabilecek..
Kışla’da sorun bir hayli farklı..
Biraz siyasetle karışık.!
Sinanpaşa, Yavuzlar ve Kışla Yüreğir’in en politize olmuş mahalleleri.. Buralardaki kamulaştırma gecikmesinin belediyenin beceriksizliğinden değil, vatandaşın ‘daha fazla ne koparabilirim’ zihniyetinden ve konulan‘siyasi bariyer’lerden kaynaklandığı öne sürülüyor.. Bazı siyasilerin, Çelikcan yönetimini başarısız kılmak adına el altından organize bir şekilde vatandaşları kışkırttığı açıkça dillendiriliyor.. İddialar doğruysa çok çirkin..
Koskoca ilçeye yazık ediliyor..
Çelikcan bugün var, yarın yok.. Ama Kışla Mahallesi ve Yüreğir hep yerinde kalacak.. Mahmut Çelikcan giderken kentsel dönüşümü başarmış Yüreğir’i cebine mi koyup götürecek.?
Sanırım sıkıntılı süreç tarih oluyor.. Zira kentsel dönüşüme taş koyma arzusundan kaynaklanan, hesaplanamayan bu gecikmeye karşın Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan yeni bir yol haritası belirledi..
Ya davul zurnayla, ya da yasal güçle.!  
Kısa bir süre önce alınan Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel dönüm sürecinde gerçekleştirilecek kamulaştırmalarda belediyelerin eli güçlendirilmişti.. Çelikcan şimdilik bu yasal yetkisini kullanmayı niyetli görünmüyor.. Kışla sakinleriyle el sıkışarak anlaşmak niyetinde.. Ama siyasi hesapların yoluna kalıcı engel olduğuna kanaat getirdiği anda ikinci yolu deneyecek..
Biçilen değerler banka hesaplarına yatırılacak.. Kışla’da kentsel dönüşümün ilk kazması vurulacak.!
Yüreğir kazanacak..
Neler var.? Bu konutlarda cami, sağlık ocağı, okul, kültürel tesisler, çarşı, tören alanı ve spor alanları gibi tüm sosyal donatılar bulunacak.. Üstüne de bir AVM de Kışla’ya, bir tane de Başak Mahallesi’ne.. Aynı zamanda istihdam ve çağdaş sosyal yaşam, yaşanabilir ilçe demektir..
‘Yüreğir’i seviyorum’ diyen yola taş koymaz, duvara bir tuğla koyar.!

28 Ekim 2012 Pazar

Turgay Develi "Ne dediğimi biliyorum, adayım"



Adana CHP’deki  Develi  bombası, bayramın da araya girmesiyle azalan şiddetine rağmen etkisini sürdürüyor..  Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na CHP’den  aday adayı değil,  “aday” olduğunu vurgulamak suretiyle siyaset sahnesindeki yerini sertçe alan CHP  milletvekili Turgay Develi, gerek partililerini gerek Adana kamuoyunu oldukça şaşırtmıştı..
Bu çıkışa dair spekülasyonlar yapıldı, çeşitli senaryolar üretildi..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sadece İstanbul milletvekili Gürsel Tekin’i bu işin dışında tutarak ısrarla “Hiçbir milletvekilim belediye başkanlığına aday olmayacak” vurgulamasında bulunduğundan tutun da, Develi’nin aslında bir ilçe belediye belediye başkan adaylığını pazarlık masasına koymak istediği için bu atraksiyonda bulunduğu  iddiasına kadar..
Okumuşsunuzdur; ben de  benzer bir yazıyı blogumda ve adanahaber.com’da kaleme aldım..
CHP milletvekili Turgay Develi aradı.. Sadece eleştirilerim için değil kamuoyunda da aday adaylığı hakkındaki konuşulanları dikkate alarak sohbet etme ihtiyacı hissettiğini söyledi.. Birçok konuya değindi, ben de sorularımı yönelttim.. 55 dakikalık görüşmenin ana çizgilerini başlıklar halinde vermek, yazıyı kolay okutabilmek açısından en mantıklı olanıdır diye düşündüm..
Develi, bakın neler söyledi.!
*Sen beni en yakından tanıyanlardansın, sol gelenekten geliyoruz.. CHP’nin içerisinde uzun yıllar bulundum.. Partimin genel başkanını, yetkili kurullarını hiçe sayacak kadar tecrübesiz ve saygısız değilim.. “Aday adayı değil, adayım” derken, iddiamı dile getirmek üzere bu cümleyi kullandım.. Bilerek kullandım.. Bu bir siyaset yapma biçimi ve tekniğidir.. Evet iddialıyım.. CHP’nin Adana’da Büyükşehir adayı olma ve kazanma iddiasında bulunuyorum..
*Aday adaylığında, beni yola erken çıkmakla eleştirenler de var.. Ne yani CHP gibi bir partinin Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı seçime bir-iki ay kala mı açıklanmalı.? Projeleriyle, siyasi varlıklarıyla önceden konuşulup tartışılmaları için aday adaylarının daha erken yerini alması doğrudur.. Bu bağlamda benim gibi aday adayı olan Soner Çetin’i de tebrik ediyorum.. Doğrusunu yapmıştır..
*Yazında beni partili milletvekili arkadaşım Ümit Özgümüş’le içtikleri su ayrı gitmeyen insanlar kefesine koymuşsun.. Evet Ümit Bey’le samimiyim.. Ama inan bana milletvekili arkadaşım Ali Demirçalı ile daha çok teşviki mesaimiz oluyor.. Kaldı ki Ümit Bey’in sözleriyle değil kendi irademle, hür irademle davranacağımı en iyi bilenlerdensin.. Ümit Özgümüş’ün söylediklerine göre davranan bir insan olarak kabul edilmeyi zekama hakaret sayarım.. (Karşılıklı gülüşmeler) Bu nedenle yerel yönetimler noktasında kendisiyle hiçbir görüşmem olmadı.. Aday adaylığı açıklamamı herkes gibi milletvekili arkadaşlarım da ilk kez televizyondan duydular..
*Genel Başkanımız bir ay kadar önceki grup toplantısında “Seçim bölgelerinize gidin, ne kadar eski Doğru Yolcu, ANAPlı  varsa onlarla görüşün, hem merkez sağ oylarını partiye kanalize edin hem de bu arkadaşları partiye kazandırın” dedi.. Ben de bu kapsamdaki herkesle görüşüyorum.. Zaten birçoğunu meslekten tanıyoruz.. Ayrıca ‘seçimi nasıl kazanırız’ın derdinde de olmak lazım.. Buradan hareketle Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayının ilçelerdeki kombinasyonu önemsemesi hatta belirleyici olması her seçim döneminde yaşanan olgudur.. Bu siyasetin doğasında vardır..  
*Sen sorduğun için cevaplandırıyorum.. Büyükşehir Başkanvekili Zihni Aldırmaz’ın CHP’nin kapısından içeri girmeye yönelik herhangi bir çabasına tanıklık etmedim.. Ne ben ne de bir başka milletvekili arkadaşımın böyle bir tasarrufu asla söz konusu olmadı.. Sayın Aldırmaz’ın bir şekilde genel merkezimize getirilip parti kurmaylarına tanıştırıldığı iddiasını şehir efsanesi olmaktan öteye geçmez..
*Bilhassa ilçelerin de Büyükşehir’de oy kullanacak olması halinde seçimi kazanma şansımın çok daha fazla artacağına inanıyorum.. Adana’daki bir milyon 400 bini geçkin seçmenin bir milyondan fazlası yerlidir.. Yüreğir Belediye başkan adaylığımdaki bu realiteyi tüm Adana gördü.. Kaybederken CHP’nin oyunu üçe katladım.. Milletvekili yapılmamda da bu faktör sayesindedir.. Nitekim 12 Haziran’da CHP oyları seçim bölgemde adeta patlama yaptı.. Dağ taş, düğün cenaze geziyorum.. Partime ve bana olan ilgi beni daha da cesaretlendiriyor.. İddiamı  kuvvetlendiriyor.. Evet kendimi aday adayı değil ‘CHP adayı’ olarak görüyorum.. 

25 Ekim 2012 Perşembe

CHP'de ilçelere de Mengü, Karakaya ve Topçu mu?



Adana’da yerel seçimin en hızlı partisi Cumhuriyet Halk Partisi.. Hızlı partinin en hızlı aday adayı da CHP Adana milletvekili Turgay Develi oldu.. Sürpriz bir çıkış yapan Develi, önce “Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na talibim..” dedi, sonra da kendini ‘aday adayı’ değil, ‘aday’ olarak lanse etti..
Oo sert, çok sert.!
Örgütler, partililer, bu arada sahaya inmiş olanlar ve de beklenti pozisyonundakiler Develi’nin bu çarpıcı söylemleri karşısında şaşkına döndü..
Bildiğim kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisi kurumsal kimliği olan bir siyasal oluşum.. Genel Başkanı, yardımcıları, MYK’sı, Parti Meclisi var.. Kurumsallığı kökleşmiş parti resmi açıklama yapmazken, “CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı benim..” demek ya çılgınlık ya da arkasında çapanoğlu var..
Turgay Develi gerçekten tam hedefe mi kilitlendi, yoksa partisine ölümü gösterip sıtmaya mı razı etmeye çalışıyor.? Şartlara göre, kırsal kökende en güçlü olarak algıladığı kendisi yok sayılırsa, kent kökenli Ümit Özgümüş’e mi oynayacak.? Develi CHP Genel Merkezi’ni bu iki isimden birine mi mecbur etmeye mi çalışıyor.? Ya da aday gösterilmezse “O halde ilçelerden birini benim desteklediğim isme verin..” pazarlığının zeminini mi hazırlıyor.? Adana CHP örgütleri görevden aldırmaya yönelik bir siyasi atraksiyon olma ihtimali de gözlerden kaçırılmamalı..
Acaba hangisi.?
Bu soruların yanıtının sadece Turgay Develi’de değil, Ümit Özgümüş’te de saklı olduğunu düşünüyorum.. İçtikleri su ayrı gitmeyen bu iki ismin CHP’yi ipotek altına almaya kalkışması manidar.. Aslında, şu ana dek CHP çevrelerinde konuşulmasına karşın medyaya henüz yansımamış bazı siyasal kurgular da yok değil.. Bu kurgulardan en ciddi olanı der ki; genel merkez ve örgütler bu işin dışında tutularak yerel seçim paylaşımı tamamlanmıştır..
Şöyle ki..
CHP’nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Turgay Develi olacak.. Seyhan’a Ümit Özgümüş’ün askeri İlker Mengü en uygun isimdir.. Çukurova’ya da Erkan Karakaya aday yapılarak karşı cephedeki CHP milletvekili Ali Demirçalı’nın gazı alınacak.. Yüreğir’e biçilen kaftansa Ömer Topçu..
Konuşulan bu, gazeteci olarak ben aktarmakla mükellefim.. Ama böyle bir kurgunun gerçekleşmesi durumunda CHP’nin Adana’da içine düşeceği kaosu düşünemiyorum bile.. Bir yanda istifadeciler, öte yanda istifacılar.. Karpuz tam ortadan ikiye bölünür, kurda kuşa yem olur..
Bu arada..
Develi’nin açıklamasına saygı duymakla birlikte, CHP’li analara bundan sonra sosyal demokrat evlat doğurmamalarını tavsiye ediyorum.. Yazıktır, yavrular siyaseten ziyan olur.. Çünkü  belediye başkanlığını kaybedip milletvekili olan, halihazırda vekilken tekrar belediye başkanlığına göz diken siyasetçiler kimseye fırsat bırakmıyor.. Ümit Özgümüş ve Turgay Develi’nin siyasi geçmişi bu yorumumu kucaklamaz mı.?
Sanki Adana’da sol siyasetin sadece bu iki figürü var, kalanlar bağlar gazeli.!
2004’de Susurlukçu Mehmet Ağar’ın partisinden aday olup seçimi kaybeden Özgümüş, 2009’da  kapağı CHP’ye atmayı başararak bu partiden aday olduğunda da yine hüsrana uğramıştı.. 2011’de CHP’den milletvekili seçildi, mübareğin gözü hala yerel yönetimlerde.. Üstelik bu kez kendisi gibi DYP kökenli olan ‘bonus’u İlker Mengü’ye de yer  açma derdinde..
Gazeteci arkadaşlarım, Turgay Develi’nin medyaya yansıyan sözlerinin, konuştuklarının yarısı bile olmadığını söylüyor.. Tamamı yazılsa CHP’de kızılca kıyamet koparmış..
Allah aşkına, bu senaryodan daha kötü bir kıyamet ne olabilir ki.?

19 Ekim 2012 Cuma

Emniyet Müdürü Gürkan, Adana Haber Gazetesi'ne konuştu..



 Adana, Türkiye’nin nevi şahsına münhasır illerinden birisi.. Batı ile doğunun köprüsü, doğudan batıya göçün ilk kapısı.. Son yıllarda azalıp hatta tersine göç veriyor olsa da geçmişte aldığı niteliksiz göçün gerek çarpık kentleşmede; gerek işsizlik, sağlık, eğitim vs. sorunlarda; gerek suç oranının artmasında etkisini hissettirdiği inkar edilemez bir gerçek.. Acı, ama gerçek..
Merkezi ve yerel iktidarlar sorunun neresinde.?
Bunca problemimiz karşısında hem merkezi hükümetlerin ihmal ve duyarsızlığı hem de yerel yönetimlerin hizmet yerine vurgun ve talana öncelik tanıması, Adana’yı maalesef ülkemizin yaşanabilir 55. kenti durumuna kadar geriletti.. Kent fecaati ortada iken başka türlü izahı yok; Adana’nın katili her partiden siyasiler ve onlara mesai arkadaşlığı yapan beceriksiz bürokratlardır..
Kötü geçmişin izlerini mutlaka yok etmeliyiz.!
Bundan sonraki gündemimiz Adana’yı yaşanabilir kentler sıralamasında daha üst sıralara taşımak olmalı.. Bunun da yolu özeliyle kamusuyla yatırımlara hız vererek istihdamı artırmaktan geçiyor.. Sosyo ekonomik atılımı yaparken meselenin polisiye boyutunu  atlamamak da lazım gelir.. Refahı yakalamış ülkelerde de suç farklı kılıklarda mutlaka kendini göstermiyor mu.? Bu değerlendirmeyi yaparken polis teşkilatına ne ekstra yük eklemek istiyorum, ne de üzerindeki yükü kolaylamak niyetindeyim.. Tüm çıplaklığıyla sorunlarımızı; siyasileriyle, STK’larıyla, medyasıyla özelinde Adana gerçeğini ortaya koyarsak polisin görevini yapmasını kolaylaştırmış oluruz..
*          *          *
Mehmet Avcı’dan boşalan Adana Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Ahmet Zeki Gürkan istihbaratçı kökenli ve terör uzmanı.. Geçmişi hakkındaki bilgiler edinirken suçu önleme noktasında Isparta’da  polisi halka sevdirme çabalarını zevkle okudum.. Polisliğin yanı sıra aynı zamanda sosyal sorumluluk sahibi..  Bu yönüyle Adana’da Vali Hüseyin Avni Coş ile büyük bir uyum içerisinde çalışacağı şimdiden belli..
Adana Haber Gazetesi’nin başarılı köşe yazarı ve muhabiri Aliye Gültekin, Adana Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile röportaj yapan ilk gazeteci oldu..  Zaten Aliye ilklere imza atmasıyla ünlü başarılı bir meslektaşımızdır.. Unutmadan belirteyim, bu röportaj tüm ayrıntılarıyla 22 Ekim Pazartesi günü Adana Haber gazetesinde yayınlanacak.. Aliye Gültekin’i tebrik ederken, Emniyet Müdürü Gürkan hakkındaki izlenimlerini de sordum..
İşte satırbaşları..
Ahmet Zeki Gürkan insana, bilhassa çocuk ve gençlere çok önem veren bir kişiliğe sahip.. Özel kalemine “Hangi genç gelirse gelsin bekletmeyip derhal odama alın.” talimatını vermiş.. Polislere de ilk emri “Ailenize nasıl davranıyorsanız Adanalı’ya da öyle davranacaksınız..” olmuş.. Adana’ya özgü en temel projesi, kentimizi adliye vakalarıyla yakaladığı şanından (!) bir an önce arındırmak.. Şahsen çok mutlu olurum..
Vali Coş’tan  sonra sevecen ve  insan odaklı bir emniyet müdürüne de teslim edilmek Adana açısından eşi bulunmaz bir fırsat..
       *          *          *
Mehmet Avcı Adana Emniyet Müdürlüğü’ne atandığında “Birilerinin değil Adanalı’nın               emniyet müdürü olacağına eminim..” demiştim..  Sözümün arkasındayım.. Ahmet Zeki Gürkan da  tüm emniyet müdürleri için geçerli olan bu kamuoyu beklentisinin muhatabıdır.. Endişem bu mevzuda herhangi bir şüphem olmasından değil, Adana’nın kendine münhasır sorunlarından kaynaklanıyor..
Siyasetçisiyle, belediye başkanlarıyla, işadamlarıyla, etnik lobileriyle, yemekten yemeğe buluşan gruplarıyla gökkuşağı görüntüsü veren Adana’da emniyet müdürüne yakın olmak oldum olası bir ayrıcalık.. Onurdan öte, bu ayrıcalıktan rant edinmeye kalkışacak her meslekten insanlar söz konusu.. İş takipçilerinin profesyonelliğinden ve ‘görünmez adamlığından’ endişe ederim.. ‘Şeyh uçmaz müridleri uçurur’ politikası bunların ana menüsüdür.. Sayın Gürkan, bir de bakmışsınız ki daracık salonlarda kuşatılmışsınız.. Adana’nın değil birilerinin emniyet müdürü olup çıkmışsınız.. Bu yüzden sizi eleştirenlerden değil tersine yalakalardan uzak durmanızı salık veririm..
Bununla birlikte tıpkı Vali Hüseyin Avni Coş gibi, istihbaratçı kökenli Ahmet Zeki Gürkan da Adana’nın her kesimine eşit mesafede, hatta garibana fakir fukaraya daha yakın durmayı başaracaktır..
Müdürüm, cendereye hoş geldiniz; kolaylıklar diliyorum.!