Adana 2008 yılında ‘yaşanabilir kentler’
sıralamasında 45. iken, 2011 yılında 55. sıraya kadar geriledi.. Bunun nedeni
açık; bir türlü çözülemeyen, griftleştikçe içinden çıkılamayan sorunlarımız.. Bugün
sorsak, “Adana’nın en önemli sorunları nedir?” diye.. Eminim, ilk beş arasında
işsizlik, ulaşım rezaleti, kentin kirletilmişliği mutlaka sayılır..
Al birini, vur ötekine.!
Bir yandan varoşlarda evine ekmek götürebilmesi için
iş kuyruğunda bekleyen insanlar, öte yandan aşı, işi, ekmeği bulduğu halde
çağdaş bir kentte yaşayamamanın ızdırabını çekenler.. Ve, hizmete akması
gereken paraları iç edilen belediyeler..
Bu sarmalda herkesin payı var.!
Milletvekillerinin, belediye başkanları ve meclis
üyelerinin, bürokratların, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın.. Siyaset,
belediyeler, kim kime ne dedi dedikodularını önemseyip kentin sorunlarına
duyarsız kalanlar; ben de dahil biz hepimiz suçluyuz, hiçbirimiz masum değiliz..
Adana İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah
Bakır’ın geçtiğimiz günlerdeki bu konuya ilişkin ibret verici açıklaması
maalesef farklı gündemler arasında eriyip gitti.. Halbuki hayatı öneme haizdi..
Bakır Adana gerçeğini tüm çıplaklığıyla Picasso gibi resmederken kamuoyunu
bilinçlendirme noktasında biz medya mensupları sınıfta kaldık..
Ne demişti, Bakır?
Sağlıksız ve mühendislik biliminin gereklerini reddeden yaklaşımın kentleri
getirdiği noktayı bütün çıplaklığı ile gözler önüne seren İMO Başkanı, bu
bağlamda Adana’yı kısaca alt ve üstyapı sorunları çözülememiş bir kent olarak
tanımladı..
Sonuna kadar haklı..
Bakır açıklamasında trafik sorunu çözülemeyen Adana’nın ‘alt ve üst
geçitler mezarlığına’ dönüştüğünü öne sürerek
“İnsan hayatını kolaylaştırmak ve yaşam standardını yükseltmek amacıyla
düzenlenmesi gereken Adana’mız ne yazık ki kente göç, kentten kaçış, yoksulluk,
gelir dağılımındaki adaletsizlik, kaçak yapılaşma, imar afları, çarpık
kentleşme, popülist kararlar, bilimi ve bilim insanlarını yok sayan yaklaşımlar
nedeniyle her gün biraz daha yaşanılır olmaktan uzaklaşmıştır.. Adana’da
yaşamak başlı başına sorun olmaya devam etmektedir..” dedi..
İşte o saptamanın diğer satırbaşları..
Kentsel sorunlar zincirinin önemli bir halkası olan kent içi ulaşım, yayaların kaldırım kullanma hakkının gasp edilmesi, ara sokakların yazboz tahtası gibi kullanılması, caddelerde her hangi bir nedenle açılan kanalların sağlam malzeme ile doldurulmaması, sökülen parke taşlarının tekniğe uygun döşenmemesi, normal yağışlarda bile tahliye kanallarının yağmur yükünü taşıyamaması..
Kentsel sorunlar zincirinin önemli bir halkası olan kent içi ulaşım, yayaların kaldırım kullanma hakkının gasp edilmesi, ara sokakların yazboz tahtası gibi kullanılması, caddelerde her hangi bir nedenle açılan kanalların sağlam malzeme ile doldurulmaması, sökülen parke taşlarının tekniğe uygun döşenmemesi, normal yağışlarda bile tahliye kanallarının yağmur yükünü taşıyamaması..
Bilim
dikkate alınmadığı için Adana trafiğinde maalesef yeni kilitlenme noktaları da oluştu..
Müze-Dörtyol-
Kavşakları Altgeçit Köprüleri İnşaatı” iddia edildiği gibi ‘kent içi ulaşım ve
trafikteki problemi çözmedi, hatta yan yollarda trafik akışını daha sorunlu
hale getirdi..
Havaalanı
kavşağında ki yapılmakta olan alt geçit de sorunu çözmeyecek, araç yoğunluğunu bir
sonraki kavşağa taşıyacak.. Önceki kavşaklarda olduğu gibi yeni yapılan her bir
kavşak bir sonraki kavşağı tetikleyecek, trafik sorunu çözülemediği gibi Adana
adeta ‘alt ve üst geçitler mezarlığına’ dönüşecek..
Belediyelerin
ortak paydası ne yazık ki Adana’yı sadece araç trafiği için cazip hale getirmek..
Abdullah Bakır, bu soruna işaret ederek “Bundan vazgeçilmeli, kent içine özel
aracın girmesinde caydırıcı olunmalı, toplu taşımacılığa dönük yatırımlar
geliştirilmeli, insanın kent yaşamından mutlu ve huzurlu olması sağlanmalı ve
kent merkezleri insan odaklı hale getirilmelidir..” önerisini seslendirdi..
Demek ki
makyajla iş bitmiyormuş..
Bunları
yazma fırsatı verildiği için, Adana yaşanabilir kentler sıralamasında 55.’liğe
gerilemiş.. Başka izahı var mı.?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder