13 Ekim 2012 Cumartesi

Makyajı bırak Adana'ya bak!



Adana 2008 yılında ‘yaşanabilir kentler’ sıralamasında 45. iken, 2011 yılında 55. sıraya kadar geriledi.. Bunun nedeni açık; bir türlü çözülemeyen, griftleştikçe içinden çıkılamayan sorunlarımız.. Bugün sorsak, “Adana’nın en önemli sorunları nedir?” diye.. Eminim, ilk beş arasında işsizlik, ulaşım rezaleti, kentin kirletilmişliği mutlaka sayılır..
Al birini, vur ötekine.!
Bir yandan varoşlarda evine ekmek götürebilmesi için iş kuyruğunda bekleyen insanlar, öte yandan aşı, işi, ekmeği bulduğu halde çağdaş bir kentte yaşayamamanın ızdırabını çekenler.. Ve, hizmete akması gereken paraları iç edilen belediyeler..
Bu sarmalda herkesin payı var.!
Milletvekillerinin, belediye başkanları ve meclis üyelerinin, bürokratların, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın.. Siyaset, belediyeler, kim kime ne dedi dedikodularını önemseyip kentin sorunlarına duyarsız kalanlar; ben de dahil biz hepimiz suçluyuz, hiçbirimiz masum değiliz..
Adana İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Bakır’ın geçtiğimiz günlerdeki bu konuya ilişkin ibret verici açıklaması maalesef farklı gündemler arasında eriyip gitti.. Halbuki hayatı öneme haizdi.. Bakır Adana gerçeğini tüm çıplaklığıyla Picasso gibi resmederken kamuoyunu bilinçlendirme noktasında biz medya mensupları sınıfta kaldık..
Ne demişti, Bakır?
Sağlıksız ve mühendislik biliminin gereklerini reddeden yaklaşımın kentleri getirdiği noktayı bütün çıplaklığı ile gözler önüne seren İMO Başkanı, bu bağlamda Adana’yı kısaca alt ve üstyapı sorunları çözülememiş bir kent olarak tanımladı..
Sonuna kadar haklı..
Bakır açıklamasında trafik sorunu çözülemeyen Adana’nın ‘alt ve üst geçitler mezarlığına’ dönüştüğünü öne sürerek  “İnsan hayatını kolaylaştırmak ve yaşam standardını yükseltmek amacıyla düzenlenmesi gereken Adana’mız ne yazık ki kente göç, kentten kaçış, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, kaçak yapılaşma, imar afları, çarpık kentleşme, popülist kararlar, bilimi ve bilim insanlarını yok sayan yaklaşımlar nedeniyle her gün biraz daha yaşanılır olmaktan uzaklaşmıştır.. Adana’da yaşamak başlı başına sorun olmaya devam etmektedir..” dedi..
İşte o saptamanın diğer satırbaşları..
Kentsel sorunlar zincirinin önemli bir halkası olan kent içi ulaşım, yayaların kaldırım kullanma hakkının gasp edilmesi, ara sokakların yazboz tahtası gibi kullanılması, caddelerde her hangi bir nedenle açılan kanalların sağlam malzeme ile doldurulmaması, sökülen parke taşlarının tekniğe uygun döşenmemesi, normal yağışlarda bile tahliye kanallarının yağmur yükünü taşıyamaması..
Bilim dikkate alınmadığı için Adana trafiğinde maalesef yeni kilitlenme noktaları da oluştu..

Müze-Dörtyol- Kavşakları Altgeçit Köprüleri İnşaatı” iddia edildiği gibi ‘kent içi ulaşım ve trafikteki problemi çözmedi, hatta yan yollarda trafik akışını daha sorunlu hale getirdi..
Havaalanı kavşağında ki yapılmakta olan alt geçit de sorunu çözmeyecek, araç yoğunluğunu bir sonraki kavşağa taşıyacak.. Önceki kavşaklarda olduğu gibi yeni yapılan her bir kavşak bir sonraki kavşağı tetikleyecek, trafik sorunu çözülemediği gibi Adana adeta ‘alt ve üst geçitler mezarlığına’ dönüşecek..
Belediyelerin ortak paydası ne yazık ki Adana’yı sadece  araç trafiği için cazip hale getirmek.. Abdullah Bakır, bu soruna işaret ederek “Bundan vazgeçilmeli, kent içine özel aracın girmesinde caydırıcı olunmalı, toplu taşımacılığa dönük yatırımlar geliştirilmeli, insanın kent yaşamından mutlu ve huzurlu olması sağlanmalı ve kent merkezleri insan odaklı hale getirilmelidir..” önerisini seslendirdi..
Demek ki makyajla iş bitmiyormuş..
Bunları yazma fırsatı verildiği için, Adana yaşanabilir kentler sıralamasında 55.’liğe gerilemiş.. Başka izahı var mı.?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder