30 Aralık 2012 Pazar

Bu şehirde soygun düzeni galip gelemeyecek!



Rifat Söylemez, iki yıl önceki bir televizyon programında “Sayın Başbakan’ın bize Aydın Valisi gibi bir Vali göndermesi lazım ki bu şehir kirlerinden arınabilsin” demişti.. AK Parti iktidarı galiba Söylemez’i duyup önemsedi ve O’nun gibi değil de bizzat Hüseyin Avni Coş’un kendisini Adana’ya gönderdi..
Maalesef..
Bu kentte son derece profesyonel hırsızlar, siyaset kaşarları, daha da ötesinde grift hale gelmiş organize bir ilişkiler yumağı söz konusu.. Belediyeleriyle, siyasileriyle, bürokratlarıyla, medyasıyla..
Onlar devreye girip gidişatı lehlerine çevirmeye uğraştılar..
Haziran ayındaki Demirspor kongresi sırasında, aslında olayın hiçbir yerinde yokken sürece sevgili Rifat Söylemez ve gazetesi Adana Haber de bilinçli bir şekilde dahil edildi.. Kurgularına ulaşabilmek için Adana Haber’de bir Truva Atı kullanan çete, Söylemez’i Vali Coş’la karşı karşıya getirerek amacına kısmen ulaştı..
Ancak bu süreç çok kısa sürdü..
Bir yazımda “Ne tuhaf.. Adana’daki vurgun ve talanı sona erdirmek için el ele vermesi gereken iki isim kavga ettiriliyor” diyerek çelişkiyi, onun da ötesinde çirkin kurguyu gözler önüne sermiştim..
Anlatmama gerek var mı; Rifat akıllıdır.. Sağlam gazetecidir..
Kısa sürede içine çekilmek istendiği tezgahı fark edip doğru safını belirledi.. Amacını aşan yazısı için televizyonda, gazetesinde ve nihayet yüz yüze geldiğinde makamında Adana Valisi Sayın Coş’tan özür diledi.. Erdemli olmanın gereğini yerine getirdi.. 30 yıldır tanıdığım Söylemez’in yazdığı bir yazı için ilk defa birinden özür dilediğine tanık oldum..
Çetenin dümeni artık ters dönmeye başlamıştı..
Vali Coş’u, İlhan Atış gibi saf sananlar tiyatro sahnelerken suçüstü yakalanmanın paniğinde, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar..
Şimdi de masa üstünde yakalanınca masa altına inip oradan vurmaya çalışıyorlar.. Hırsızlarla soyguncularla mücadele etmeye ve bu konuda asla taviz vermemeye kararlı olan Adana Valisi Hüseyin Avni Coş malum çete tarafından hedef alınmış durumda..  
Bu yüzden taktik ve argüman değiştirdiler.!
Bu süreç, Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün hazine arazisi üzerine kurduğu kaçak çiftliğinin yıkılması ile başlayıp, son imar değişiklikleri ile zirve yapan bir süreçtir..
Operasyon şuydu..
Soygunların üzerine gitmeye kararlı olan birbiri ardına soruşturma açan Adana Valisi’nin üzerine Hüseyin Sözlü’yü gönderip ikisini birden kamuoyu önünde yıpratmak, bu arada MHP’de Büyükşehir için en güçlü isimlerden birini (Hüseyin Sözlü’yü) bertaraf etmekti.. Malum televizyon programı bu amaca hizmet etti..
Sözlü kamuoyu önünde zor durumda bırakıldı, Adana MHP’de birinin işini kolaylaştırmak üzere saha temizliği yapıldı, Vali de hedef tahtasına konmuş oldu..
Tam da bu noktada Hüseyin Sözlü’nün neden kendisine bir siyasiyi değil de Vali Hüseyin Avni Coş’u muhatap aldığını sorgulayın.. Haklılığımı göreceksiniz..
Ama tezgahçılar ters kaput oldu..
Bombaları ellerinde patladı.!
Kapılarından içeri flaşbellek sokmayan namuslu gazeteler, televizyonlar ve haber portalları oyunu bozdu.. Organizenin son halkası olan imar değişikliği meselesinde “Cambaza bak” diyenler hüsrana uğradı, asıl vurgunu yapmaya kalkışırken suçüstü yakalandılar..
Cami meselesini öne sürüp arkadan Çamlık ve diğer imar değişikliklerini geçirenler, ne tuhaftır ki bu konuda AK Parti il teşkilatından da destek gördü.. Operasyonlarla laçkalaşmış Büyükşehir yönetimine kucak açan Ziyaeddin Yağcı’nın bu tavrında Fahrettin Coşkun ve diğer eski ANAP kökenli (sözde) AK Partililerin etkili olduğunu düşünüyorum..
Abdullah Doğru ve Murat Türk’ün Büyükşehir Meclisi’nde yaptığı konuşmalar gerçeği gözler önüne sermeye yetiyordu.. Meclis üyeleri itibarsızlaştırılmak istendiklerini, güven ortamının tamamen kaybolduğunu vurguladı..
Güven yoksa, soygun mu var.?
Vali Coş, Spor Fonu ve İmar Değişiklikleri başta olmak üzere açtığı soruşturmalarla Adana kamuoyundan destek görüyor.. Sivil toplum kuruluşları, birçok parti, vatandaşlar valisine güveniyor, sınırsız destek veriyor..
AK Parti İl Başkanı ve bazı yöneticiler hariç.. Onlar Zihni Aldırmaz’la kol kola yürüyor..
Sorgulanması gereken budur..
Ama başaramayacaklar..
Bu şehirde soygun düzeni  galip gelemeyecek.!







25 Aralık 2012 Salı

Demirçalı'nın soru önergesi Bayraktar'ın masasında!


Adana'da kentsel dönüşümün miladının Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk ile başladığı gibi anlamlı ve ciddi bir iddiada bulunmuştum.. Azim Hoca, elini hızlı tutup Kıyıkent Evleri'nin temel atma törenini gerçekleştirirken 3 Ekim'deki bu törene Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ı da davet etmişti..
Hizmeti takdir ederken, yanlışı ve eksiği görmezden gelemeyiz..
Cumhuriyet Halk Partisi Adana milletvekili Ali Demirçalı bu projede herkesin gözünden kaçan önemli bir çarpıklığı yakaladı.. Örnek proje olarak adlandırılan Kıyıkent'te ruhsat yoktu, kaba inşaatı devam eden proje bu nedenle kaçak statüsündeydi.. Kentsel dönüşüm ya da ne olursa olsun bir hizmeti icra ederken yasa ve yönetmeliklere uyması ilk gereken kurumlar kamu kurumlarıdır.. Onlar örnek teşkil edecek ki, vatandaş ta kendisine çeki düzen versin..
Seyhan Belediyesi cephesinden meğer tam bir skandalmış..
TBMM'de konuyla ilgili soru önergesi veren Demirçalı, Bakan Bayraktar'a “Şahsınızın mevzuatı yerine getirilmemiş, belediye meclisi bay-pass edilerek, ruhsatı alınmamış kaçak statüsündeki bir temel atma törenine alet edilmenizi nasıl karşılıyorsunuz, bu durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye sordu.. 
Önergeyi yeniden hatırlayalım.. 
* Adı geçen kentsel dönüşüm alanında, bölgenin Adana Büyükşehir Belediyesince kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilmesinden sonra ilgili kanun gereğince yapılması gereken her ölçekteki imar planları ile bu planlara bağlı üretilmesi gereken uygulama imar planları Adana Büyükşehir Belediyesi meclisince, Seyhan Belediyesi meclisince veya yine yasalarla resen yapmaya yetkili kılınan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - TOKİ tarafından yaptırılmış mıdır? 
* Yapıldı ise bu planların müellifi kimdir, bu planlar müellife hangi tarihte verilmiş, hangi tarihte kabulü yapılmış, hangi tarihte onaylanmış ve sonuç olarak hangi tarihte askıya çıkmıştır? Tutanakları tutulmuş mudur? Askı süresince vatandaş itirazı olmuş mudur? 
* Adı geçen kentsel dönüşüm bölgesinde yasal mevzuata uygun bir planlama süreci işletilmesi ile ilgili, bu planlar yapılmadan uygulamaya geçilmiş ise Seyhan Belediye Meclisi devre dışı bırakılarak suç işlenmiş midir?
* Mevzuat gereği izlenmesi gereken planlama süreci tamamlanmadan uygulamaya geçilmesi suç mudur? Bu durum var ise, 
* Adı geçen kentsel dönüşüm alanı için ilgili belediyece ruhsat düzenlenerek gerekli kat irtifakı tesis edilmiş midir? Eğer edilmemiş ise ruhsatı olmaması nedeni ile sürdürülen inşaat kaçak inşaat statüsünde, ayrıca da halkın sahibi olduğunu sandığı konutların henüz kat irtifakı bile tesis edilmemiş olmasından dolayı vatandaşın konut edinme duygularının ortadaki belirsizlik nedeni ile istismar edildiğini düşünüyor musunuz?
* Şahsınızın mevzuatı yerine getirilmemiş, belediye meclisi Bay-Pas edilerek, ruhsatı alınmamış kaçak statüsündeki bir temel atma törenine alet edilmenizi nasıl karşılıyorsunuz, bu durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
* Yine mevzubahis kentsel dönüşüm alanlarındaki müteahhitlerin kimler olduğu ve vergi itibari ile hangi illere kayıtlı olduğunun incelenmesini, sonucunda da yörede iş yapan Adanalı müteahhitlerin neden değerlendirilmediğinin bildirilmesini ve bundan sonraki kentsel dönüşüm uygulamalarında Adanalı müteahhitleri değerlendirmeyi düşünüyor musunuz?
Görüldüğü üzere çok yönlü bir soru önergesi.. Hizmeti inkar etmeden yasalara uymaya davet eden, aynı zamanda da kent çıkarını korumaya yönelik bir önerge..
Ali Demirçalı, TBMM'ye sunduktan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da konuya ilgi gösterip önergeyi Demirçalı'dan rica etti.. CHP Adana milletvekili de kendisine takdim etti.. Şimdi top Çevre ve Şehircilik Bakanı'nda.. Bakan Bey hem araştırıp hem de yanıtlayacak..Sonucunu biz de merakla bekliyoruz..

22 Aralık 2012 Cumartesi

Zihni Aldırmaz için MHP'de saha temizliği!

Başkanlık seçimini 2009'da kazandıktan sonra İçişleri Bakanlığı tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden el çektirilen Aytaç Durak, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin "Aklan da gel.." çağrısına uyup o süreçte MHP'den istifa etmişti..
Durak görevine iade için gün sayarken, MHP ile bağları tersine daha da güçlenerek devam ediyor.. Aytaç Bey, son olarak MHP Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ile görüştü.. Şefkat Çetin'in yeni görevini kutlamak için Ankara'ya giden Durak, ziyaret esnasında MHP Genel Başkan Yardımcısı'nın (kendisini ilgilendirmeyen) bazı kritik sorularına cevap vermek durumunda  kaldı..
Şefkat Çetin elini çekmecesine uzattı, üç ayrı dosya çıkarıp Aytaç Bey'e verdi, "Kim bunlar?" diye sordu.. Üç dosya, bugün Büyükşehir Belediyesi'ne yöneten zihniyetin marifetleri (!) ve ülkücü camianın bu marifet sahiplerine gösterdiği tepkilerle doluydu..
Durak okudu, yorum dahi yapmadı..
Dosyaları Şefkat Beye teslim ederken, "Partililer kendi camiasını ve şehrini iyi tanır.. Bu üç arkadaşı da bilmeleri gayet doğal.. Ne diyebilirim ki.." karşılığını verdi..
*        *         *
Aytaç Durak'a görevden el çektirilmesiyle, önce 40 günlüğüne Mahmut Çelikcan ardından da MHP'li meclis üyesi Zihni Aldırmaz Büyükşehir Meclisi tarafından Başkan Vekilliği'ne seçilmişti.. Bilmeyenler öğrensin; Aldırmaz, Durak'ın derin ısrarıyla MHP listesine konulmuştu.. Ancak bu partideki hayatı fazla uzun sürmedi.. 21 Aralık 2010'da Büyükşehir binasının basılmasından bir hafta sonra MHP'den istifa ederek bağımsızlığını ilan etti..
Hatırlamanızı isterim;
Mustafa İzgioğlu'na, MHP İl Başkanlığı'na yeni seçildiği günlerde Aldırmaz'ın durumunu sormuş ve "Boşadığımız kadının topuğuna bile bakmayız.." gibi oldukça enteresan bir cevap almıştım..
*        *         *
Zihni Bey, her ne kadar MHP'den istifa etmiş olsa da, vekalet ettiği Büyükşehir'de her olumsuzluk bu partiye bire bir yansıyor.. Zararın faturası dolaylı bir biçimde MHP'ye kesiliyor..
Çünkü..
Bugün MHP'nin birçok önemli ismi Adana Büyükşehir Belediyesi'nde danışman kadrosuyla yüksek maaşlarla istihdam ediliyor.. Salih Gökçe, Fatih Zorba bunlardan sadece ikisi.. Ayrıca ülkücü camiayı temsil ettiğini, Adana ve Ankara arasında köprü olduğunu öne sürenler belediyenin ve Aldırmaz'ın geleceğini belirleme noktasında son derece kritik işlere imza atıyor..
Bu bağlamda..
Belediyedeki ülkücü kadro ile MHP tabanı (hatta bazı ilçe teşkilatları) arasında ciddi bir ayrışma ve gerginlik yaşanıyor.. Nereye kadar gidecek, onu da kestirmek şu anda zor..
*         *          *
Farketmiyor musunuz.?
Adana'da grift Büyükşehir-MHP ilişkisi örtülü bir saha temizliğine kadar dönüştü..
Örneğin Büyükşehir adaylığı için adı geçen Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, çiftlik meselesinde televizyona çıkartıldığında kamuoyundan kalınca bir eksi çizgi yedi.. Ardından öteki aday adayı milletvekili Seyfettin Yılmaz'la ilgili bir mini operasyon yapıldı.. Büyük kongrede Yılmaz'ın muhalif Koray Aydın'ın listesinde yer aldığı haberi medyaya uçuruldu..
Ne için.?
Zihni Aldırmaz'ın bu partide tekrar önünü açmak için değil mi.? MHP'nin boşadığı kadının topuğuna bakıp bakmayacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz..


19 Aralık 2012 Çarşamba

Cami de bizim, yeşil de.!


Bu haftayı da, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yaşanan ayak oyunlarını tartışarak geçiriyoruz.. "Adana'nın onca sorunu dururken bunları mı konuşacaktık?"  derseniz, kirli Adana gerçeğini görmezden gelenlerden olursunuz..
Başkanıyla, üyeleriyle tüm meclis bu kirliliğin üzerine oturmuştur.!
Ne  Zihni Aldırmaz kendini kurtarıp aynı zamanda kahraman olmayı başarabilir, ne de meclis üyeleri "Biz tek başımıza yapmadık.." feryatlarıyla haklılığını sergileyebilir.. Kokuşmuşluk Büyükşehir'in üzerine sinmiş; geçmiyor ve asla geçmeyecek te.. 
Meclis kararlarında Adana kamuoyu ikiye bölündü..
Geniş bir kesim sadece cami arsasına sahip çıkarken, azınlıkta kalan bir kesim buna imarı otele çevrilen Çamlık arsasıyla üç kaçak otelin imar durumunun aklanmasını ekleyip doğru bir duruş sergiledi.. Bu bağlamda yandaş medyaya flaşbellekle haber servisi yaparken suçüstü yakalanan Büyükşehir Basın Bürosu'nu da dikkate alırsak, Zihni Aldırmaz'ın amaçına ulaşamadığını söyleyebiliriz.. Aldırmaz'ın din bezirganlığı üzerinden siyaseti olumlu sonuç vermedi..
Kurgusu elinde patladı.!
Bu noktada ele alınıp tartışılması gereken başka ayrıntılar da var.. Adana'daki muhafazakar siyasetçiler ve medya, imar skandalına sadece cami perspektifinden baktı.. Salt dini değerleri korumak üzere yola çıkınca da rant ve beyt-ül mal'a el uzatılması gibi önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırdılar..  
O arsa dini tesis alanı..
Aytaç Durak yeşil alanı kaldırıp imarını dini tesis alanına çevirmişti.. Kilise, havra gibi herhangi bir ibadet yeri yapılacağına tabii ki inancımızla örtüşen cami yükselsin.. 
Ancak..
İmar durumunu merkezi iş alanı yapıp arsa sahibine rant sağlayanların inancını sorgularken; kamu malı Çamlık arsasını birilerine peşkeş çekmek üzere imarını değiştirenlere sessiz kalmak müslümanlığa sığar mı.? 
Daha açık olmak gerekirse;
Meclis üyelerine zehir zemberek yüklenirken, Zihni Aldırmaz'ı neden görmezden geliyorsunuz.?
Allah Resulü (a. s.) şöyle buyuruyor:
"Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı toprağa dikiniz.."
Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz'ın siyasi ikbali için kurduğu tezgaha düşmeyin.. Kendi imar değişikliklerini gözden kaçırmak için camiyi kullanmasına müsaade etmeyin..
Allah'ın Resulü (a. s.) şunu da buyurmuyor mu:
"Yer (yüzü) bana temiz, temizlik sebebi ve mescit kılındı. Onun için kim olursa olsun namaz vakti gelip çatmış ise bulunduğu yerde namazını kılıversin.."
Camide, bodrumda, parkta, sokakta, Beyazevler Çamlığı'nda.. Üzerine tek damla haram damlamamış  her yerde..
Cami de bizim, yeşil de..




17 Aralık 2012 Pazartesi

Kuzgunlar Adana imarının başında!



Adana Büyükşehir Belediye Meclisi’nden çıkan tartışmalı imar değişiklikleri kararlarına ilk ve gerçekçi tepki Cumhuriyet Halk Partisi Adana milletvekili Turgay Develi’den geldi.. Tek tarafı muhatap ve hedef almadan, gerek Başkan Vekili Zihni Aldırmaz gerek meclis üyelerinin tavrını eleştiren Develi’nin söylemlerine az sonra geleceğiz..
Ama, şahsen..
Böylesi bir çıkışı öncelikle siyasilerden değil de Adana’daki sivil toplum kuruluşlarından beklerdim.. Gerçi at izinin it izine karıştığı kurgulanmış bir güç gösterisiyle harmanlanmış rant ortamında kim neyi, ne kadar konuşabilecek orası da meçhul.. Bu yüzden kentin akciğerleri sayılan alanların korunmasına yönelik hassasiyetin köreldiğini, adeta herkesin ve her kesimin Adana pastasından bir pay koparmaya kalkıştığını görmek mümkün..
Hani, belgesellerde izleriz ya..
Ortadaki leşe saldıran hayvan sürüsü yeri geldiğinde birbirleriyle de savaşır.. Adana imarı sanki ortada bir leş, etrafında tuttuğu parçayı koparmaya çalışan kuzgun sürüsü..
Hiç abartmıyorum..
Maalesef, an itibarıyla Adana gerçeği budur..
Başkan Vekili ve meclis üyeleri birbirini suçluyor; kimin eli kimin cebinde belli değil.. Aldırmaz meclis üyelerini maşayı eline almadan medya aracılığıyla hedef tahtasına koyuyor.. Beri tarafta da Beyaz Evler Çamlığı’nın imarını turizm alanı olarak değiştiriyor.. Kaçak durumdaki üç otelin imarını da kılıfına uydurmak suretiyle kurtarıyor..
Bu arada..
Bazı meclis üyeleri Büyükşehir’in basın bürosunu basarak aleyhlerine haber servisi yaptığını iddia ettikleri büro çalışanlarına küfrediyor.. Aldırmaz’ın vekaletindeki Büyükşehir gerçeği, işte bu..
Organize Şube’nin yağmur gibi operasyon düzenlediği, rant tartışmalarının hiç eksik olmadığı, başkanvekiliyle meclis üyelerinin birbirlerine kılıç çektiği, Büyükşehir..
Kokuşmuşluk, rezalet diz boyu..
Böylesi bir ortamda konuşan CHP milletvekili Turgay Develi, mecliste alınan kararların, kentin geleceği için büyük tehlike oluşturduğunu belirterek "Belediye meclis üyelerine, hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin çağrıda bulunuyorum. Bu kararlar, Adana'nın vicdanını yaralamıştır, kanatmıştır. Yapılan karşılıklı suçlamalar yerine, bu kararlar yeniden meclis gündemine getirilmelidir" çağrısında bulundu ve şu gerçeği dile getirdi....
“Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı 25 binlik nazım imar planını revize eden 5 binlik imar tadilatı uygulamasının oylanmasında iki teklifle görüşülen maddelerde kaotik bir ortam oluşturulmuştur.. İmar tadilatları uygulaması komisyondan gelen şekliyle, buna karşılık belediye başkanının da yaptığı gündemle ortaya çıkan kaotik uygulamaya tekabül ediyor.. Belediye meclis üyeleri, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili, ilçe belediye başkanları verdikleri bu kararlardan eminlerse, yapılan tartışmalarda karşılıklı suçlamalar yerine kararları yeniden meclis gündemine getirsinler.. Kamuoyunun gözü önünde bu kararlar yeniden oluşturulmalı. Aksi halde ranta ve karşılıklı çıkar ilişkilerine dayalı tartışmalarla anılan bu kararlar, belediye başkanı tarafından onaylanıp uygulamaya geçilirse; bu meclis kararları kentin geleceğinde çok ciddi olarak tartışılır"
Bu arada..
Meclis toplantısında görüşülen maddeler üzerinde farklı kararların farklı oylarla alındığına işaret eden Turgay Develi, medyada yer alan Aldırmaz kaynaklı haberlere de değindi..
“Sayın Başbakan'ın algısını çekecek şekilde, 'Cami alanları yok ediliyor, cami alanları konuta açılıyor' suçlamaları ne kadar yanlışsa Adana'nın oksijene ihtiyacı olan yeşil alanlarını, iş alanlarına, ticaret alanlarına çevirmek te o kadar yanlış kararlardır”
Develi’nin söylemi doğru ve ciddiye alınmalı.. Meseleyi TBMM gündemine taşıyacak.. Bu noktada da doğrusunu yapıyor.. Kimse Develi’ye rezaleti Ankara’ya taşıma suçlamasında bulunmasın, rezil olacağımız kadar olmuşuz zaten.. Kaybedecek neyimiz kaldı ki; bari çamlığı kurtarıp rantın önünü keselim..

14 Aralık 2012 Cuma

Adanalı, akıllı dokunuşa sandıkta nasıl dokunacak?


Yapılan işleri asla küçümsemiyorum.. Akıllı dokunuş adı altında kent estetiğini düzenleyici ve araç-yaya trafiğini rahatlatıcı bir dizi önlem alınmaya çalışılırken asıl sorun gözden kaçırılıyor.. Doğrudan temin usülüyle trilyonlarca lirayı kavşak ve kaldırım düzenlemelerine, peyzaja ayıran Adana Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı asfalt hamlesi (Ziyapaşa Bulvarı hariç) her nedense kentin ana arterlerine pek uğramıyor..
Örneğin..
Çukurova Üniversitesi'ne en son ne zaman uğradınız.?
Her gün on binlerce kişinin gelip geçtiği üniversitenin yoluna köstebek yuvası demek, bu hayvanlara haksızlık olur.. Köstebekler bile yuvalarını inşa ederken estetik düşkünü.. Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, Alper Akınoğlu döneminde konulan o saçma kasisleri kaldırmasına kaldırdı da, yolda asfalt diye bir şey kalmamış ki.. Ralli yaparsınız vallahi.. Köstebek yuvası, Çukurova Üniversitesi'nin yolu yanında havaalanı pisti gibi kalır..
Havaalanı pisti dedik de;
Büyükşehir Belediyesi'nin şahsa ait tarlayı havaalanına çevirdiğini anımsadım..
Neyse, yazdık zaten..
Oradan Mustafa Kemal Paşa (Çolak) Bulvarı'na inin, yine aynı fotoğrafı göreceksiniz.. Göbekler, kaldırımlar cilalı taşlarla döşeniyor, binbir renkli çiçekler ekiliyor.. Ama bu arada da caddede araçlar birbiri ardına akis kırıyor.!
Altı Kaval üstü Şişhane..
Tıpkı..
Bir kadının sadece burnunu kaldırtıp da tepeden tırnağa saçını başını dağınık bırakmak gibi.. Hani adı estetik ya, burun güzel olsun yeter.!
Akıllı dokunuş Adanalı'nın adeta gözüne gözüne sokuluyor..
*        *        *
Bence.. 
Zihni Aldırmaz Belediye Başkanı olarak yanlış, siyasetçi olarak doğrusunu yapıyor..
Çünkü..
Akıllı dokunuş trafiğinin hızlı akmasının arkasındaki akçeli iddialar konuşula dursun, bu noktada seçim takvimi de hızla işliyor.. Zihni Aldırmaz Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekaletini yerel seçimde asalete çevirmek istiyor.. Yani Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı (tabii ki önce adaylığı) gözüne kestirmiş durumda.. Bu nedenle görsele büyük önem veriyor.. Zamana ve paraya dayalı kalıcı hizmet, Aldırmaz için zaman kaybıdır..
Hatırlayın..
Aytaç Durak, 1984'de belediye başkanlığını kazandığında, tüm parayı altyapı için yerin altına gömdü de ne oldu.? Beş yıl sonra, 1989'daki seçimde boyunun ölçüsünü almadı mı.?
*        *        *
Özetle..
Bakalım, akıllı dokunuşta amaç hasıl olabilecek mi.? Zihni Bey aday olursa; Adanalı sandığa nasıl dokunacak.?
Bekle ki göresin..



11 Aralık 2012 Salı

Fırsatçı Zihni'yet ve Azim Hoca'nın katı atık balonu!


Kentte yaşamanın maddi olsun manevi olsun bedelleri var.. Manevi bedeli komşuya saygı bağlamında nezaket ve terbiye, gelenek göreneklerimiz, görgü kurallarına uyma vs.. olarak tezahür ediyor.. Maddi bedelini ise fatura kuyruklarında ödüyoruz..
Elektrik, su, telefon, ÇTV, internet, aklınıza ne gelirse..
2012 yılında Türkiye’nin pek az yerinde uygulanmasına rağmen Adana’da bu listeye Katı Atık Bedeli de eklendi..
*       *       *
Çevre Kanunu’nun 11. Maddesine göre düzenlenen yönetmelik adeta bir Deli Dumrul vergisi getirdi..
Enayi değilim, bir vatandaş olarak elbette ben de ödemek istemiyorum.. Yığılmış faturalar, ödenmeyibekleyen borçlar dururken bu da nereden çıktı diye bağırıyorum..
Neyse ki devreye CHP Adana milletvekili AliDemirçalı girdi ve konuyu yargıya taşıdı.. İdare Mahkemesi sırayla açılan davalardan ilk olarak Yüreğir’i ele alıp yürütmenin durdurulması kararını verdi.. Karar, katı atık bedelinin neden tahsil edildiğini değil de alınış ve belirleniş biçimini yanlış bulan bir içerik taşıyor..
Demirçalı, diğer partili milletvekilleri belediye başkan adaylığı peşinden koşarken cebinden masraf yapmak suretiyle hem de haftalarca takip ettiği meseleyi bir sonuca bağladı.. Bu kamu yararına bir girişim olarak takdir görmeli.. Emeğe saygı..
Bu arada Türkiye’nin birçok ilinden aranan CHP milletvekili Demirçalı, izlediği hukuksal yöntemi birbir anlatarak bu konuda tüm Türkiye’ye de ışık tutmuş oldu..
*       *       *
Fırsat bu fırsat diyerek Ali Demirçalı’nın hukuk başarısını kendine yontanlar oldu.. Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz “Zaten içimize sinmiyordu” diyerek, mahkeme kararını kendi müjdesi olarak Adana’ya duyurdu.. Halbuki ASKİ vezneleri o günlerce harıl harıl katı atık bedeli alıyordu.. Merak etmiyor musunuz, o zaman Aldırmaz’ın içine nasıl siniyordu.?
Yalan dünya.!
İdare Mahkemesi, katı atık bedeli rakamlarınınBüyükşehir Meclisi’nde karara bağlanmasını istiyor..Kim samimi kim değil Adanalı o zaman görecek.?
*       *       * 
Zihni Aldırmaz gibi timsahın gözyaşlarını döken bir belediye başkanı daha vardı.. Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk.. O da katı atık vergisini doğru bulmayanlardandı.. Nitekim iptal kararının açıklanmasından sonra “Son derece yerindedir.. Biz de o bedeli almaya taraftar değiliz..” dedi..
Meğer külliyen üfürüyormuş.!
Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan,aleyhine çıkan bu karara kanun gereği itiraz etmek durumunda kalan ilk belediye başkanıydı.. Beri tarafta sinsi sinsi gülen Azim Öztürk de aynı yolu izlemek mecburiyetinde kaldı.. Sorumluluk almaktan korkan Azim Hoca “Yasal olarak katı atık vergisini toplamak zorundayız.. itirazında bulundu..
Azim’in mumu aleyhine karar çıkan karara kadar yandı.!
*       *       *
Avukatı değilim ama bilmenizi isterim..
Katı atıkla ilgili hakkında dava açılan ilk belediye olduğundan Yüreğir aleyhine karar çıktı ve böylece Mahmut Çelikcan bir anda Adana’da günah keçisi yapıldı.. Adeta arenada aslanların önüne atılmaya çalışıldı.. Bu büyük haksızlık.. Sonunda gerçek deÇelikcan’ın haklılığı da ortaya çıktı..
Beri tarafta sırıtan belediye başkanları popülist siyasetlerini sürdürerek prim yapmaya kalkıştı ama nafile.. Kaçış yok ki; Seyhan Belediye Başkanı AzimÖztürk de aynı akibete uğradı, sırada öteki ilçe belediyeleri var.. En büyük fırtına Büyükşehir Meclisi’nde kopacak!
Öte yandan Pazartesi günkü Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında Çukurova Belediye BaşkanıYıldıray Arıkan “Mahmut Başkan haklı.. Biz istesekte istemesek te bu bedeli yasal olarak almak zorundayız..” dedi.. Zaman zaman eleştirdiğimYıldıray Başkan’ı da bu Doğrucu Davut duruşuylatakdir ettim..
*       *       *
Kısaca..
Ali Demirçalı’nın Bakanlık aleyhine açtığı dava sonuçlanana kadar bu kriz devam edecek.. Sadece yönetmeliğin kaldırılması durumunda Adanalılar olarak katı atık bedeli ödemekten kurtulacağız.. Bunu bilin..
Başka yolu yok.!




9 Aralık 2012 Pazar

Katı Atık'ta kim yalan kim doğru söylüyor?



CHP Adana milletvekili Ali Demirçalı’nın girişimi üzerine mahkeme kararıyla durdurulan Katık Atık Bedeli’yle ilgili enteresan gelişmeler oluyor.. Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan beni aradı, kızgındı.. Yaptığı önemli açıklamada “Ali Bey, maalesef hiç kimsenin Katı Atık Bedeli hakkında gerçekleri söylemediği bir noktadayız..” dedi..
Sordum; “Başkan mesela ne gibi.?”
Çelikcan uzun uzun anlattı..
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 11. maddesine bağlı olarak çıkartılan yönetmeliğin 2012 Ocak ayından itibaren bu verginin alınmasındaki etken olduğunu hatırlattı.. Katı Atık Bedeli uygulamasının belediyelerin değil merkezi idarenin bir tasarrufu olduğunu vurgulayan Çelikcan, “Uygulanmaması halinde yasal sorumluluk altına gireriz.. Neden öteki belediye başkanları bunu anlatmıyor.?” şeklinde konuştu..
Demirçalı, Aldırmaz, Arıkan ve Öztürk de Mahmut Çelikcan’ın salvolarından nasibini aldı.!
CHP Adana milletvekili Demirçalı’yı şovmenlik ve popülist politika yapmakla suçladı.. İdare Mahkemesi’nin kararının Katı Atık Bedeli’nin niye alındığını değil uygulamanın teknik boyutunu irdelediğini anlattı..
Haklı da..
Doğru olan Ankara nezdinde yönetmeliğin kaldırılmasıydı.. Kökten çözüm olurdu.. Adana özelinde oy kaygısıyla bu olayla ilgilenmek yerine, keşke milletvekillerimiz bu konuya el atsa..
Mahkeme kararının ayrıntısı şöyle..
Katı Atıkla ilgili hizmetler işleme ve toplama-taşıma olmak üzere ikiye ayrılmış.. Büyükşehir Belediyesi katı atığın (Sofulu’da)  işlenmesiyle ilgili parayı zaten alıyor.. İlçe belediyelerinin üstlendiği toplama ve taşıma, katı atığın ayrı bir boyutu.. İşte , İdare Mahkemesi iptal kararında bu önemli ayrıntıyı göz ardı ederek, teknik gerekçelerle yürütmeyi durdurdu..
Yani..
“Katı Atık Bedeli’ni neden alıyorsunuz.?” Değil, “Katık Atık Bedeli’ni alırken uygulama hatası yapıyorsunuz..” kararıdır, bu..
Mahkemenin istediği ve beklediği Adana Büyükşehir Belediye Meclisi’nden böyle bir karar çıkmasıdır.. Yani kararın muhatabı aslında Büyükşehir Belediyesi’dir.. Ama Başkanvekili Zihni Aldırmaz büyük müjde diyerek ortaya çıkıp kahraman kesildi.. Adana bu gerçeği mutlaka bilmelidir..
Peki Mahmut Çelikcan teknik de olsa yürütmeyi durdurma kararına neden itiraz etti.?
Başkan onu da cevaplandırdı..
“İdareler, aleyhlerinde çıkan karara yasal olarak itiraz etmek durumundadır.. Böyle bir zorunluluğumuz var.. Aksi takdirde sorumluluk faktörü devreye girer ve fatura bize kesilir.. Yani gönlümüzden geçmese de yasalara yönetmeliklere uymamız gerekiyor.. İlçeler bazında Bölge İdare Mahkemesi’nin ilk kararı bizim aleyhimize çıktığı için itirazda bulunmak zorunda kaldık.. Tahmin ediyorum  Seyhan, Çukurova, Sarıçam gibi ilçeler de aleyhlerinde karar çıktığında mecburen aynı yolu izleyecek..”
Çelikcan; Zihni Aldırmaz, Yıldıray Arıkan ve Azim Öztürk’e de göndermede  bulundu ve “Zaten içimize sinmiyordu, doğru değildi diyerek vatandaşa şirin görünmeye çalışanların hiçbirisi samimi değil..” dedi..
Enteresan..
Mahmut Çelikcan’ın eleştirilerinden ben de nasibimi aldım.. Konunun çarpıtılmasından ötürü fıkralı köşe yazımda aynı hataya düştüğümü söyledi.. Bence de haklı olabilir..
Yüreğir Belediye Başkanı bugünkü Büyükşehir Belediye Meclisi’nde konuyla ilgili söz alacak.. Burada yazdıklarımı kürsüden belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin gözlerinin içine baka baka söyleyecek..
Popülist olmayan, oya tahvile endekslenmemiş, gerçeklere dayalı politika baştacıdır.!