11 Ekim 2012 Perşembe

Yüksel, cevap ver ki Yüksel.!



Öyle gölgelerin ardına, Gölge Adam’lara  falan sığınmam.. Bugüne kadar ne yazdıysam, altına kendi imzamı atmışımdır.. Saçı kısa olanlardanım, erkekçe yazarım..
Yüksel Evsen, sana sesleniyorum..
Hüseyin Sözlü ile ilgili eleştirilerimi yazdım, ekranına çıkartıp bana da, Rifat Söylemez’e de, Özcan Aladağ’a da tetikçi dedirttin..
Ziyaeddin Yağcı’nın teröre dair söylemlerini eleştirdim, onu da ekranına çıkartıp bana da Hüseyin Bayrak’a da hakaret ettirdin..
Yüksel Evsen’e soruyorum; kim tetikçi.? Sen mi ben mi.?
Eğe tetikçi olan bensem, bugüne kadar Akdeniz TV’de en az 20 yazımı neden yayınlattın.?  “Usta kalem Ali Pekmezci  diyor ki”  diye başlayan yayınlar, senin ilkeli televizyonuna yakıştı mı .. (!)
Evet, maalesef gazetecilik mesleğinden geçinemiyorum.. 
Eş dost olmasa faturalarımı ödeyemez durumdayım..  Bir kızımı da üniversitede okutmaya çalışıyorum.. Emekli maaşımdan, ASKİ’de asgari ücretle çalışan eşimin maaşından başka gelirimiz yok..  Ararsan adını da söylerim; banka çektiğim kredilerden illallah etti.. Ne yapabilirim ki, gazetecilik ve televizyonculukla ticareti birlikte götüren, aniden medya patronu oluverip 700 milyar liralık evde oturanlar, basın emekçilerinin iliğini sömürüyor.. Bu yüzden bir kurumda basın danışmanlığı yapmak için zemin arıyordum..  Onurumdur, bu gerçeğin arkasındayım..
Çalışmak için iş aramak ayıp değil; medyasını kullanıp ticaret yapmak ayıptır..
Ama Sözlü ve Yağcı yazılarımı bununla ilişkilendirmen daha da ayıptır..
Bilesin ki vazgeçtim.. Mezara kadar kalemim elimde kalacak.. Çünkü bu şehrin kirlerinden arınması gerekiyor.. Faturalarını ödeyemez hale gelse de, faizcilerin eline düşse de, evi  ipotekli olsa da Adana’nın namuslu gazetecilere, gazete patronlarına sonsuz ihtiyacı var.. Bu şehir, ticarete soyunmamış  gazetecilerin  sorumluluk almasını istiyor..
Soruyorum sana, Yüksel Evsen..
Altın Koza festivali döneminde Evsen Medya Grup adına Adana Büyükşehir Belediyesi’ne, Altın Koza’ya hiç  fatura kestin mi.?
Ya da Evsen Medya Grup değil de gönül bağlantılı olduğun bir başka firma adı altında fatura kestirdin mi.?
Faturalar kesildiyse birileriyle paylaştın mı, organizede yer alan yol arkadaşların kimlerdi.?
Bir medya kuruluşu olarak yeri geldiğinde eleştirmekle yükümlü olduğun kurumla, böyle bir ticari ilişkiye girmen ahlaki midir.?
Son aylarda Akdeniz TV’de Büyükşehir Belediyesi’nde Zihni Aldırmaz dönemini kapsayan bir tek olumsuz haberin yer almaması tesadüf müdür.?
Faturalaştıysan, bunun karşılığında senden bir şey  istendi mi, bir kurgunun parçası mısın, birilerini hedef yapman talimatını aldın mı.?
Cevabı  evetse..  Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve AK Parti İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı’yı birbiri ardına Akdeniz TV’ye çıkartıp, bilhassa Sözlü’ye Adana’nın Valisi’ni, Ceyhan kaymakamını hedef yaptırmaya çalışman  bu talimatlar kapsamında mıydı.?
Bu gerçekleri gün ışığına çıkartıp oyunu bozan gazeteci olduğum için mi aklın sıra beni de hedef tahtasına koymaya kalkışıyorsun.?
Maaşından başka hiçbir geliri olmayan, eli kolu bağlı, gecenin saat iki’sine kadar çalışan namuslu bürokratlara saldırıların da aynı talimatlar kapsamında mı gerçekleşti.?
Yüksel..
Cevap ver ki, Yüksel..
 Pandora’nın kutusu ağzına kadar dolu..
 Arsızın hırsızın kol gezdiği bu şehirde gündemi medya tartışmalarıyla doldurmak ne kadar da üzücü.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder