Kral saraydan çıkacak.. Hazırlık yapılır, muhafızlar her türlü önlemi alır.. Buna rağmen daha sarayın kapısının eşiğinde vatandaşın biri krala sarılıp yanağına şap diye öpücüğü kondurur.. Kral şaşkındır..
-
Deli misin sen.? Kralı öptüğünün
farkında mısın.?
-
Affedersiniz kralım.. Sizi
kraliçe zannetmiştim..”
Özrü kabahatinden büyük.!AK Parti İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı’nın terörün bitip bitmeyeceğine ilişkin yorumunu kamuoyu henüz unutmadı.. Başkan Yağcı, şöyle demişti:
“Hepimizin yüreğini dağlayan olaylar yaşanıyor.. Bu hükümetle başlamadı, bu hükümet ile de biteceğe benzemiyor.. Sorun, ülkemizin bir sorunu, hepimizin sorunu.. Herkes aklındaki, eteğindekini ortaya koymalı.. Şu ana kadar, bu işi bitirecek bir formülü kimse bulamadı.. Bu işin silahla çözülmeyeceği malum.. Sorunun başka yollardan nasıl çözüleceğini hep birlikte bulmak zorundayız.. Şu anda, herkesin yüreğini soğutacak bir şey söyleyecek durumda maalesef ki değiliz.. Şehit cenazelerini kaldırmaktan millet yoruldu..”
AK Parti iktidarının terör karşısındaki çaresizliğinin itirafı olarak ele alınan bu sözlere tepki yağdı..
Yağcı’nın AK Parti il başkanı sıfatıyla yaptığı tesbitini (doğruluğunu yanlışlığını tartışmıyorum) eleştirenlerin başında geldim.. Değerli ve saygın il başkanı tarafından aranıp muhatabı olmayı beklerken, Yağcı bana cevabı bir başka gazete aracılığıyla verdi.. Halbuki kendisine bir telefon kadar yakınım; objektifliğimi, cevap hakkını mutlaka kullandıracağımı iyi biliyor..
Ziyaeddin Bey bir gazeteye verdiği röportajında, maalesef yukarı satırlardaki fıkra ile özdeşleşen duruma düştü.. Önce, teröre ilişkin sözlerinin çarpıtıldığını iddia ederken neler söylediğine hep birlikte göz atalım..
“Terör belası 30 yılı aşkın bir süredir ülkemizin başında.. Bu mahalde benim açıklamam suizan ile çarpıtıldı.. Bakınız; Kandil 30 yılda kaç kez bombalandı? Operasyon yapılmayan yer kaldı mı? Bu mesele memleket meselesidir.. Olaya siyasi bir boyut kazandırmak ve bunun üzerinden prim yapmak ne vicdani ne de insani hiçbir değere uymaz.. Biz iktidar olarak bu konuda terörün bitmesi adına her yolu deniyoruz. Belki milletimizin hoşuna gitmeyen yöntemler kullanıyoruz.. Ama niyetimiz bu konuda evlerimize düşen ateşin söndürülmesi ve akan kanın durmasıdır..“
Buyurun buradan yakın.. Kaş yapmaya çalışırken göz çıkarmış..
Hadi çarpıtmadığımızı savunmaktan vazgeçtik de, ne demek milletin hoşuna gitmeyen yöntemler?
Demokrasiyi ülkeye yerleştirme misyonunu üstlendiğini öne süren bir partinin il başkanı bunu nasıl söyleyebilir.? Varsa bizim bilmeyip te kendisinin bir bildiği, derhal açıklamalıdır.. Aksi takdirde terörü sonlandırmakla ödevlendirilmiş bir siyasi iktidarın il başkanına, “Milletin hoşuna gitmeyen yöntemler nelerdir.? diye soran çıkarsa, ağzını dahi açamaz..
Hangi yöntemler milletin hoşuna gitmez.!
Mesela hukuk dışı yöntemler, demokratik hakların askıya alınması, insan hayatının riske atılması, azınlıklara baskı uygulanması, silahlı mücadelede keyfiyet, veya çeteleşme vs..
Mesele ulusal gündeme düşecek kadar vahim..
Terörün toplum üzerinde yarattığı acılar ve bir an önce durması gerektiği noktalarında Ziyaeddin Yağcı’yla tabii ki hemfikirim.. Bununla beraber iktidar partisinin il başkanı böyle düşünüyorsa derhal istifasını sunmalıdır.. Terör konusunda çaresizlik, başarısızlık; en önemlisi teröre bakış noktasında Başbakan’ıyla ters düşmüş olması bunun gerekçesi olmaya yeter de artar bile..
Yine de ben şanslıyım.. İsim vermeden
Hüseyin Bayrak’a epey bi yüklenmiş.. Muhabir, Ziyaeddin Yağcı’ya hakkındaki mason
ve rotaryen iddialarını sorduğunda, Başkan bizim Hüseyin Bayrak’ın kulaklarının
çınlatmamış da sanki zarını patlatmış:
“Benim geçmişimi hem Adanalılar hem de
partim çok iyi bilir.. Bu dedikoduları üretenlerin inançlarından ve
imanlarından dolayı kendilerini sorguya çekmelerini tavsiye ederim.. Bu konuda
ortalığı bulandırmak isteyenler müfteridir.. Ve ben hayatım boyunca müfterileri
asla sevmedim sevmeyeceğim de.. Benim mason veya rotaryen olduğumu iddia eden
müfteriler Tayyip Bey’in kurucu olarak bir mason veya rotaryeni seçmiş olduğunu
iddia etmiş olurlar..”
Ne dersiniz, terör meselesinde Yağcı’nın
özrü kabahatinden büyük müdür.? Cevabınız ‘Evet’se, bizim başkan kraliçeyi
öpenle eşdeğer konumda olacak, ona göre.!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder