Cumhuriyet Halk Partisi'nde
tam sular duruldu derken bir de baktık ki fırtına yeniden, hem de daha sert
esiyor.. CHP il kongresi sürecindeki olumsuz gelişmeler ana muhalefet
partisinin Adana kanadında yeni tartışmalar başlattı..
Kongre öncesinde
milletvekilleri arasındaki ayrışma ve sürtüşmeler zaten hayra alamet değildi..
Bazı milletvekilleri etnisite ve mezhep gömleğini giyip bireysel siyasi
rantlarını bu gömleğe sığdırmaya çalıştı.. Burada hedeflenen partinin büyümesi
ve iktidar olması değil sadece kendi siyasi ikballerinin hayat bulmasıydı..
Kongreye de bu yüzden
gelmediler.. Aday çıkaramayıp kaybedeceklerini anlayınca kongreyi sabote etmek
adına katılımın bu denli düşük olması için harcadıkları çabayı biliyoruz..
Yeri gelmişken..
Son günlerde söylenmiş en
ayıplı cümle 'Partiyi Kürtlere mi teslim edeceğiz?' şeklinde olandı.. Bir
milletvekili tarafından dillendirildiği öne sürülen bu söylemin sahibi mutlaka
ortaya çıkmalı.. Kendini mert, sözünün eri siyasetçi olarak nitelendiriyor; o
halde 'Ben dedim' diyebilmeli.. Yarın hangi yüzle Kürt seçmenin önüne çıkıp oy
isteyeceksin.? Irk ve mezhep ayrımı insanlığa, sosyal demokratlığa yakışır mı.?
Bu konuda ümitliyim, muhterem
mutlaka konuşacaktır..
Gelelim kongreye.. CHP
Adana il kongresinde bir dizi gerginlik ve hata yaşandı.. Listeyi gören Ceyhan
örgütü salonu terk etti.. Gerekçeleri listede ilçedeki muhalefete yer verilmiş
olmasıydı.. Bu Orhan Sümer ve ekibinin kendi takdiridir.. Ancak geneli itibarıyla
yönetim kurulu ve kurultay delegelikleri listeleri beğenilmedi.. Tabiri caizse
listeyi gören salondan kaçtı.. Daha kucaklayıcı ve şeffaf isimlere ağırlık verilebilecekken bu konuda zafiyet
gözlemledim.. Konsensüs sağlanabilirdi..
Unutmamalı ki kalem
kimdeyse güç ondadır.!
Üç genel başkan
yardımcısının katıldığı kongrenin divan başkanlığı yapan Sezgin Tanrıkulu
direkt seçime gitti.. Halbuki tüzükteki kadın ve gençlik kotasını dikkate alıp
aday olup olmadığını salona sorması gerekiyordu.. Kadınların tepkisini
anlayabilmek pekala mümkün..
Yangından mal mı kaçırılıyordu.?
Tartışılan bir başka konu
divan katipliğine seçilen Menderes Şeflek'in yönetime girmiş olması.. Bazı
kaynaklar bu iddiayı seslendirip kongrenin iptalini isterken, görüşüne başvurduğum
İl Başkanı Orhan Sümer ancak Disiplin Kurulu'na seçilmesi halinde bu yaptırımın
geçerli olacağını savundu.. Bazı CHP'liler de Şeflek'in istifası halinde
sorunun çözülmüş olacağını belirtiyor..
Kongre iptaline ilişkin
iddialar konuşuluyor, tartışılıyor.. Kurultaya Adana ‘sız gidileceğini dahi öne
sürenler var.. Orhan Sümer'e sordum, işte yanıtı..
- Hiçbir sorun yok..
Kongremiz tüzüğe ve teamüllere uygun olarak tamamlanmıştır.. Havaalanına kadar
yolcu ettiğimiz Genel Başkan Yardımcılarımız Nihat Matkap, Sezgin Tanrıkulu ve
Hurşit Güneş teşekkür edip Adana'dan ayrıldılar.. Mazbatamızı alıp çalışmalara
derhal başlayacağız.."
CHP'de durum bu..
Ancak yönetim kurulu ve
kurultay delegelikleri listelerine tepki uzunca bir süre dinmeyecek gibi..
Çocuk ölü doğdu ana fikri CHP'de hakim.. Bu atmosferde gidilecek seçimler ve
yapılacak sokak çalışmaları CHP'ye sandıkta nasıl bir katkı sağlar, onu da hep
birlikte göreceğiz..
CHP'nin işi zor, çok zor..
Bu sorun salt yeni
yönetimin kongre günündeki hatalarına bağlanmamalı.. Etnisite ve mezhep gömleği
giyerek siyasi ikbal peşinde koşanları da es geçmemek lazım..
Masum değilsiniz, hiç
biriniz.!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder