Geçtiğimiz hafta uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele konusunda her şeyin
devletten beklenmemesi gerektiğini; aileler, yerel yönetimler, odalar ve sivil
toplum kuruluşlarına da büyük görev düştüğünü vurgulamıştım.. Konunun en dikkat
çekici yanlarından biri de gerek terörde gerek uyuşturucu meselesinde daha çok
eğitim düzeyi düşük ailelerin çocuklarının kurban seçiliyor olması..
11-12 yaşına kadar inen uyuşturucu kullanımı bu ülke için ne kadar tehlike
oluşturuyorsa, bölücü terör örgütünün varoşlardaki fakir aile çocuklarını
kullanması da geleceğimiz açısından o kadar tehlike oluşturuyor.. Ha çocuklarımız
uyuşturucuya bağımlı hale getirilerek zehirlenmiş, ha devlete karşı isyanda en
önde kalkan olarak kullanılarak uyuşturulmuş.!..
Bir adım ötesini de, o yazımdaki eksiğimi tamamlayan Vali Coş dile
getirdi..
Uyuşturucu ve terör belası kol kola.!
Adana Valisi
Hüseyin Avni Coş, TRT Haber’de uyuşturucu ticareti
yapanlarla ile terör örgütünün kol kola işbirliği içinde olduğunu; aralarındaki
bağlantıya ilişkin Adana’da da kendilerine somut bilgiler ulaştığını ifade
etti..
-
Uyuşturucu satıcılarının terör örgütü yöneticileri ile bağlantı ve
işbirliği halinde olduklarını biliyoruz.. Bunlar uyuşturucu ticaretini ve
naklini kolaylaştırmak için terör örgütünün sokak eylemlerini körüklüyorlar..
Terör eylemleri ya da uyuşturucu madde ile çocuklarımızın geleceğini karartmak
isteyen, çeşitli örgütsel çıkarları için çocuklara zulmedenlere karşı duyarlı
vatandaşlarımızın, ailelerin ve STK’ların tepkilerini daha yüksek sesle dile
getirmesi gerekiyor..”
Adana Valisi, o konuşmasında “Kamuoyunun yeterince bu konuya eğilebildiğini
söylememiz mümkün değil..” diye bağırdı, koca Adana’dan bir tık dahi çıkmadı..
Hem de hangi gün biliyor musunuz; stratejik öneme haiz Dünya Çocuk Hakları Günü’nde..
Hani Adana’da bir tek etkinlik dahi yapılmayan, kimsenin hatırlamadığı gün.(!)
Umarsızlıkta, hazırlop’çulukta, her şeyi devletten beklemekte üstümüze
yok.. Uyuşturucu belasını kaleme aldığımda da, bir Allah’ın kulu çıkıp
“Haklısınız.. Mücadele noktasında bize düşen nedir.?” diye sormadı..
Kamuoyunun ilgi alanında ne var.? Siyaset dedikoduları, kim başkan olacak, arabamı
değiştirsem mi, kim nerede yemek yedi, Ziyapaşa’da kim kimle kol kola
geziyor,.!
Rutinde boğulurken, Adanalı ayrıntıyı kaçırıyor..
Geleceğini yitirmektesiniz, hanımlar beyler..
Eylemlerinde kullanacak sayıda yetişkin eleman bulamadığı için sokak
gösterileri, taş, molotof atma gibi eylemler için varoşlardaki fakir aile çocuklarına
yönelen PKK, onları zehirlemek suretiyle de varlığını sürdürürken Adana’nın sivil
dinamikleri seyretmekle yetiniyor.. Belediye Başkanları, siyasi partiler,
ADASO, ATO, ATB, Organize Sanayi, sivil toplum kuruluşları sorumluluk almıyor, umurlarında
değil..
Zaten bu Adana değil midir, dönemin Adana Valisi İlhan Atış “Çocukları
teröre karışan ailelerin yeşil kartını iptal edelim..” dediğinde, BDP Van milletvekili
Özdal Üçer’in devletin valisini açık tehdidine sessiz ve duyarsız kalan.!
Çocuklarımıza sadece devletin eli sevgiyle uzanıyor..
Toplumsal barış ve kardeşliği amaçlayan “Sevgiye Uzanan Eller” projesi
kapsamında bu yıl 4 bin çocuk kültürel, sanatsal ve sportif aktivitelere dahil
edildi.. Böylece toplam rakam 12 bini geçti.. Vali Coş’un açıklamasına göre
projenin uygulandığı dezavantajlı mahallelerde sokak gösterileri ve suç
oranları son derece azaldı.. Sayesinde güzel neticelere ulaşılan projeye
maalesef sınırlı sayıda hayırsever destek verdi..
Bu yüzden yetmez.. Çünkü;
Sorun tamamen devletin ve onun valisinin himmetine terk edilmiş..
Yolda gördüğü her gariban çocuğa sarılıp kucaklayan Vali’den almamız
gereken ders çok da, mesele o dersi alabilecek kent olmayı başarabilmekte.. Gündelik
kaygıların peşine düşmüş Adana, barış içersinde ortak yaşama dönük, prestijli geleceğini
göz göre göre elinin tersiyle itiyor.. Üstelik Vali Hüseyin Avni Coş’un net uyarılarına
rağmen.. Fırsat varken..
Coş gider biz kalırız;
Sorun da bizimle birlikte kalır.!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder