18 Temmuz 2012 Çarşamba

Kibar Hoca'nın üniversitedeki yol haritası

Nihayet tanıştık..
Çukurova Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar’la belki de son kez kullanmakta olduğu Acıbadem’deki makam odasında yüz yüze sohbet etme imkanı bulduk.. Sohbetten çıkardığım sonuç ve edindiğim izlenim, ipuçları yakalamaya çabalamaktan ziyade bana Ç. Ü’nün geleceği adına net ve parlak umutlar verdi..
Ayrıca sevilen Kibar insanla vedalaşmak için bekleşen Acıbadem personelinin hem gözlerindeki ışıltıya hem de suratlarındaki ayrılık hüznüne tanık oldum..
Ama konumuz Ç. Ü..
Devir teslim töreni olmaksızın işbaşına gelecek Kibar yönetim, ilk etapta ‘hasta üniversite’nin koma halinden kurtulmasına yönelik tedbirleri almak zorunda.. Çünkü  kan vücuttan hızla boşalmaya devam ediyor, bunun durdurulup taze ve temiz kanın enjektesine 9 Ağustos’tan itibaren başlanacak..
Doğal olarak önce tampon uygulaması.!
Acıbadem deneyiminden de biliyoruz ki, yeni Ç. Ü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar yöneticilik konusunda tecrübeli bir isim.. Ancak geriye dönük 8 yıllık yıpranmışlık ve kokuşmuşluğun izlerini silmenin öyle pek kolay olmadığını da takdir edersiniz.. Zira Çukurova Üniversitesi neresinden tutarsanız orasından elinizde kalan  bir kurum.. Adaletsizlik ve haksızlıkların giderildiği, sorunları en aza indirgenmiş, kentle barışık ve saygınlığını tekrar kazanmış bir üniversite oluşturma noktasında Rektör Kibar’ın yolu uzun, işi çok zor..
Şurası kesin..
Yatalak üniversiteyi ayağa kaldırmak için öncelikle zamana ihtiyaç var.. Hiç kimse kapıda dikilip elinde sihirli değnekle gelecek bir rektör beklemesin.. Hem Adana hem de üniversite camiası geleceğe dair umutlarını korurken, sabretmesini de bilecek..
Zemin kaypak, zemin tehlikeli.!
Ç. Ü’deki bu oynak zemin üzerinde kısa zamanda sağlıklı bir üniversite inşası mümkün değil.. O nedenle sağlam bir zemin oluşturması bağlamında Prof. Dr. Kibar’a zaman tanınması şart.. Direnenler, Akınoğlu dukalığının sağladığı rantlarının ellerinden alınmasına tepki gösterenler çıkacak.. Bir zamanlar eski yönetimin etrafını saran köhneleşmiş kozalar yeni rant duvarları örmek için fırsat kollayacak..
Avantajımız şu..
Kibar Hoca 20 yıldır iç içe olduğu kurumu da barındırdığı insani unsurları da çok iyi tanıyor.. Yanı sıra rektörlük seçimleri esnasında 60’dan fazla toplantı yapıp sorunları bire bir dinledi.. Camianın önerdiği çözüm yollarını da tek tek not etti.. Kafasında bir Çukurova Üniversitesi gerçeğini zaten oluşturdu.. 
Acıbadem’deki makam odasında çayımızı yudumlarken gözlemlemeye çalıştığım Prof. Dr. Kibar, az konuşan ve sorunların çözümünü de tamamen kendi iradesiyle sergileyecek bir yönetici izlenimini verdi..
Buna katkı koyalım..
Düzgün bir rektör eliyle yönetilirken kente uzak ve soğuk duran bir üniversite de istemiyoruz.. Adana ve Adanalı ile sürekli çatışan, kendine erişilmez güç atfeden, medyaya süreki aleyhte malzeme veren ticarethaneye dönüşmüş bir bilim yuvasına hayır diyoruz..
Duvarlar  yıkılsın.!
Elbette Çukurova Üniversitesi işlevi itibarıyla ayrıcalıklı olmalı saygınlığını korumalı.. Ama bunu yaparken de kentin bir parçası olduğunu göz ardı etmemeli..
Olmaz mı, olur.!
Yapacağımız tek şey, kin ve intikam duygularıyla hareket etmeyip, eski ve yeniyiçatıştırmadan eskinin üzerine sünger çekmek suretiyle yepyeni bir geleceğe yelken açmaya olanak tanımaktır..
Ç. Ü hastasının ilacı; biraz sabır.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder