Şike davasındaki tahliyelere salt adaletin tecellisi
bağlamında bakmamak lazım.. Temyiz hakkını saklı tutmak üzere, tahliyeler adaletin
tecellisi olduğu kadar aynı zamanda toplumsal yumuşamanın da bir ifadesidir.. Aziz
Yıldırım ve diğer üç sanığın tahliyesi Türkiye’de yargı-siyaset-futbol
üçgeninde belirgin bir kamuoyu ve vicdan rahatlığı sağladı.. Bilinçaltlarındaki
örtülü “Nereye gidiyoruz.?” sorusunun karşılığı kısmen de olsa demokrasiye
doğru yol alışı işaret ediyor..
Ülkede durum böyle..
Ya Adana’da.?
Demirspor kulübü delegelerinin iradesine konulmaya
kalkışılan ipotek pek şık durmadı.. Dayatmalarla,
idarenin baskı yaptığı iddialarıyla, Truva atı operasyonlarıyla geçen süreç
Vali Hüseyin Avni Coş’un Mehmet Gökoğlu’na “Çekil..” telkininde bulunmasıyla
yeni bir boyut kazandı.. Adana hafta sonu bir anda geriliverdi.. MHP Adana
milletvekili Seyfettin Yılmaz konuyu TBMM gündemine taşıdı..
Belirtmek gerekiyor ki;
Demirspor kongresi sürecinde yaşananlar, şike davasıyla ters
orantılıydı.. Kavga gürültüler, siyasi baskı çığlıkları eşliğinde kongre süreci
zar zor tamamlanabildi.. Mehmet Gökoğlu’nun desteklediği Önder Serin ve
listesiyle gidilen Demirspor kongresi, karşı tarafın gelmemesiyle kazasız
belasız sonuçlandı..
Bununla birlikte..
Olaysız kongre öncesi 2 Temmuz öğle saatlerinde Adana sosyal
medyasında büyük gerginlik hakimdi.. Adana Haber Gazetesi 2 Temmuz 2012 tarihli
sayısında Demirspor kongresindeki tavrından ötürü Vali Hoş’u eleştiren haber ve
köşe yazılarına yer vermişti.. Söylemez bu yazısını twitter’da da paylaştı.. Adana
Valiliği Basın Danışmanı Vahdettin Sakallı’nın tam da böylesi bir ortamın
ardından attığı şu tvitler adeta barutu ateşleyen kıvılcıma dönüştü..
-
Endişelenmeye gerek yok ama korkunun da ecele faydası
yok.. Herkes gereken cevabı uygun şekilde alacaktır. Meydan boş değil..”
-
Saygın kişileri mesnedsiz bir şekilde suçlamanın bir
maliyeti olacaktır. Ben söyledim oldu ile bu işlerin olmayacağı anlaşılmalı..”
Vahdettin Sakallı’nın bu söylemleri Adana Haber Gazetesi sahibi
Rifat Söylemez tarafından açık bir tehdit olarak algılandı.. Söylemez anında karşılık
verdi..
-
Korkunun ecele faydası yokmuş. Vali’nin tehditlerinden
korkmuyorum. Ecelime Vali karar verecekse vay bu memleketin haline..”
-
Ne Vali’den ne de senin gibi danışmanların
tehditlerinden asla korkmuyorum. Sayın Başbakanım bunların hesabını
soracaktır..”
Tvitleşmeler sürüp gitti..
Doğru olan şuydu.. Birincisi, Adana’nın Valisi de danışmanı
da eleştirilere açık ve dayanıklı olmalı.. İkincisi, sosyal medya üzerinden de
olsa bir gazeteciye yanıtı basın danışmanı değil bizzat Vali Bey’in kendisi
vermeli..
Vahdettin Sakallı, ısrarla sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve
kesinlikle Söylemez’i kastetmediğini söylüyor.. Rifat Söylemez ise tam tersini
düşünüyor.. Bu noktada Adana Valisi sayın Hüseyin Avni Coş’un devreye girip
ortamı yumuşatması gerekirken bu da olmadı.. Anlayacağınız gerginliğin yanı
sıra kopukluk ta söz konusuydu..
Özetlemek gerekirse..
Başka sorunlarla boğuşan Adana spor üzerinden de kavgaya
tutuşursa vay halimize dedik, o da başımıza geldi.. Olmamasını dilerdik.. Vali
Coş, tez elden medya dünyası ile barışmak hatta el ele vermek durumundadır..
Gergin ortamın yumuşatılması, Adana’nın en üst düzey huzurda Türkiye ile
paralelliğe getirilmesi şarttır.. Aksi takdirde Adana’yı zor, inanın çok zor
günler bekliyor..
Cepheleşme burada kalsın.!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder