2 Temmuz 2012 Pazartesi

Futbolda Türkiye'de huzur ,Adana'da kavga var..


Şike davasındaki tahliyelere salt adaletin tecellisi bağlamında bakmamak lazım.. Temyiz hakkını saklı tutmak üzere, tahliyeler adaletin tecellisi olduğu kadar aynı zamanda toplumsal yumuşamanın da bir ifadesidir.. Aziz Yıldırım ve diğer üç sanığın tahliyesi Türkiye’de yargı-siyaset-futbol üçgeninde belirgin bir kamuoyu ve vicdan rahatlığı sağladı.. Bilinçaltlarındaki örtülü “Nereye gidiyoruz.?” sorusunun karşılığı kısmen de olsa demokrasiye doğru yol alışı işaret ediyor..
Ülkede durum böyle..
Ya Adana’da.?
Demirspor kulübü delegelerinin iradesine konulmaya kalkışılan ipotek pek şık durmadı..  Dayatmalarla, idarenin baskı yaptığı iddialarıyla, Truva atı operasyonlarıyla geçen süreç Vali Hüseyin Avni Coş’un Mehmet Gökoğlu’na “Çekil..” telkininde bulunmasıyla yeni bir boyut kazandı.. Adana hafta sonu bir anda geriliverdi.. MHP Adana milletvekili Seyfettin Yılmaz konuyu TBMM gündemine taşıdı..
Belirtmek gerekiyor ki;
Demirspor kongresi sürecinde yaşananlar, şike davasıyla ters orantılıydı.. Kavga gürültüler, siyasi baskı çığlıkları eşliğinde kongre süreci zar zor tamamlanabildi.. Mehmet Gökoğlu’nun desteklediği Önder Serin ve listesiyle gidilen Demirspor kongresi, karşı tarafın gelmemesiyle kazasız belasız sonuçlandı..
Bununla birlikte..
Olaysız kongre öncesi 2 Temmuz öğle saatlerinde Adana sosyal medyasında büyük gerginlik hakimdi.. Adana Haber Gazetesi 2 Temmuz 2012 tarihli sayısında Demirspor kongresindeki tavrından ötürü Vali Hoş’u eleştiren haber ve köşe yazılarına yer vermişti.. Söylemez bu yazısını twitter’da da paylaştı.. Adana Valiliği Basın Danışmanı Vahdettin Sakallı’nın tam da böylesi bir ortamın ardından attığı şu tvitler adeta barutu ateşleyen kıvılcıma dönüştü..
-         Endişelenmeye gerek yok ama korkunun da ecele faydası yok.. Herkes gereken cevabı uygun şekilde alacaktır. Meydan boş değil..”
-         Saygın kişileri mesnedsiz bir şekilde suçlamanın bir maliyeti olacaktır. Ben söyledim oldu ile bu işlerin olmayacağı anlaşılmalı..”
Vahdettin Sakallı’nın bu söylemleri Adana Haber Gazetesi sahibi Rifat Söylemez tarafından açık bir tehdit olarak algılandı.. Söylemez anında karşılık verdi..
-         Korkunun ecele faydası yokmuş. Vali’nin tehditlerinden korkmuyorum. Ecelime Vali karar verecekse vay bu memleketin haline..”
-         Ne Vali’den ne de senin gibi danışmanların tehditlerinden asla korkmuyorum. Sayın Başbakanım bunların hesabını soracaktır..”
Tvitleşmeler sürüp gitti..
Doğru olan şuydu.. Birincisi, Adana’nın Valisi de danışmanı da eleştirilere açık ve dayanıklı olmalı.. İkincisi, sosyal medya üzerinden de olsa bir gazeteciye yanıtı basın danışmanı değil bizzat Vali Bey’in kendisi vermeli..
Vahdettin Sakallı, ısrarla sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve kesinlikle Söylemez’i kastetmediğini söylüyor.. Rifat Söylemez ise tam tersini düşünüyor.. Bu noktada Adana Valisi sayın Hüseyin Avni Coş’un devreye girip ortamı yumuşatması gerekirken bu da olmadı.. Anlayacağınız gerginliğin yanı sıra kopukluk ta söz konusuydu..
Özetlemek gerekirse..
Başka sorunlarla boğuşan Adana spor üzerinden de kavgaya tutuşursa vay halimize dedik, o da başımıza geldi.. Olmamasını dilerdik.. Vali Coş, tez elden medya dünyası ile barışmak hatta el ele vermek durumundadır.. Gergin ortamın yumuşatılması, Adana’nın en üst düzey huzurda Türkiye ile paralelliğe getirilmesi şarttır.. Aksi takdirde Adana’yı zor, inanın çok zor günler bekliyor..
Cepheleşme burada kalsın.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder