26 Ağustos 2012 Pazar

Salaklar bu yazıyı okumasın..

Türkiye’de böyle bir şehir örneği ender görülür..
Adana; tam ortasından bıçakla kesilmiş Tuzla karpuzu misali iki kutuplu bir dünya.. Bir yarısı yalakalık uzmanı öteki yarısı iflah olmaz muhalif.. Birinin ak dediğine öteki kara diyor.. Birinin yaşattığını öbürü öldürmeye çalışıyor.. Birinin değerlerine beriki asla saygı göstermiyor..
Toplumsal hoşgörü, uzlaşma Adana’da sizlere ömür.. Siyasetten spora kadar her alanda biz buyuz..
Nereden başlayalım.?
“Bir ülkede dalkavukların sağladığı çıkar, dürüstlüğün sağladığı çıkardan daha fazla ise o ülke batar- MONTESQUİEU..”
Yağcılıkta, yalakalıkta, dalkavuklukta uzmanlaşmış; hatta doktorasını yapmıştır, Adana..
Her dönemin ve herkesin adamı bizim ‘Padişahım çok yaşa’cılar sahanın hakimidir..  Milletvekillerinin de, valilerin de, belediye başkanlarının da, parti il başkanlarının da ruh ikizidir.. Gün olur onlar adına hareket ederler.. Başlangıçta vezir olur gibi görünseler de yalakalık edilenler finalinde daima rezil olmuştur..
Çünkü Adana yalakaları etten duvar.. Sahiplerinin kafasını kaldırıp çıplak gerçekleri görmemesini sağlıyor..
Sormak lazım bu noktada, aslında kim kimin sahibidir.?
Kolay tarafı, yalakalığın sınıfsal ya da kültürel hiçbir ön şartının olmaması.. İlkokul mezunundan da eğitimli kanaat önderlerinden de yağcısı, yalakası ve dalkavuğu var, Adana’nın..
Biline ki, sorunlar ve gerçekler karşısında ses çıkarmamak dahi yalakalıktır.. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlar..
Kısaca..
“Eğer düşmanlarınızı gülünç duruma düşürüp mahvetmek isterseniz etrafını dalkavuklarla doldurun- EDMOND JALOUX..”
Bu şehrin tek sorunu yalakalar ve dalkavuklar değil.!
Karpuzun öteki yarısı da en az yalakalar kadar tehlikeli.. Takım tutar gibi saplantı içerisinde olup muhalefet etmeyi vazgeçilmez alışkanlık edinenlerin Adana’ya hizmet ettiklerini mi sanıyorsunuz.?
İflah olmaz muhalefet düşkünleri..
Partilerinin, görüşlerinin önemi yok, onlar doğrular ve gerçekler karşısında bile olur olmaz itirazlarıyla bizatihi Adana düşmanlığı yapanlardır.. Zira onlar için Adana hikayedir, peşinde koştuklarının çıkarları önem arz ediyor.. Adana’nın yozlaşmasına bu tarafın ketkısı da inkar edilemez (!)
“Makamlar makbul yerlerdir ve birisi ne zaman o makamlara göz koyar, daha o zaman onun ahlakında bir çürüme başlamıştır- THOMAS JEFFERSON..”
Şimdi..
Kestiğiniz karpuzu tekrar birleştirip buzdolabına koyun.. Artık yekparedir, var mı birbirinden farkı, iki yarının.?
Adana budur.!
Bana gelince..
Doğruları, sadece doğruları söylemek; yalakalık ve iflah olmaz muhalifliğin tam ortasında kalmış ince bir çizgi..  İşte o çizgi üzerinde yürümek zorunda kalmış biriyim.!
Ve maalesef çizgiden milimetrik sapmaların beni karpuzun iki yarısından birine dönüştürme ihtimali var.. Bundan hep korkarım.. Eee biz de etten kemikteniz.. Rant hırsının ve açgözlülüğün kol gezdiği, at izinin it izine karıştığı, belediye başkanlarının bin bir entrika çevirip ayan beyan yalan söylediği bu şehirde gazetecilik elbette kolay değil.. 
Beni tanıyanlar tanıyor da tanımayanlardan istirhamımdır; yazılarıma yorumlarınızı bu gerçekleri dikkate alarak atın..
Son bir ricam..
Lütfen salaklar bu yazıyı okumasın..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder