7 Eylül 2012 Cuma

Ç. Ü'de transformasyon zamanı


Her rektörün bir yoğurt yiyişi vardır.. Kimi babasının çiftliği gibi yönettiği Çukurova Üniversitesi’nin peyzajına dahi karışır, Balcalı Hastanesi’ni 64 milyon lira borca sokar, ihalelerde çete davasından yargılanır.. Kimi de adil, katılımcı ve dürüst bir yönetim sergilemeye, miras aldığı bu borcu kapatmaya çabalar..
Prof. Dr. Alper Akınoğlu sekiz yıllık Ç. Ü Rektörlüğü sürecinden geriye bir tek olumlu iz bırakmadı.. Akınoğlu’na dair izlenimlerimiz hep keyfiyetçi, rektörlük ve avanesinin diktatoryası, ben bilirimcilik, adam kayırmacılık ve ihalelerde dönen kirli işler olarak belleklerimizde kalacak..
Aynı Akınoğlu Hoca bir yatırımın ihalesini yapıp, kendi adını verip, yine açılışını da kendisi yapan bir rektör olarak Türk üniversite tarihine adını altın harflerle (!) yazdırdı .. Ve, maalesef koskoca Ç. Ü camiasından kıyak çektiklerinden bir tek gerçek dostu çıkıp ta “Allahaşkına Hocam, n’apıyorsunuz?” demedi..
Dolayısıyla..
Böyle bir tablonun mirasçılarının işi de bir hayli zorlaşıyor..Yeni Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, Ç. Ü’de enkaz devraldı dersek abartmış sayılmayız; gerçeğin ta kendisini anlatmış oluruz.. Bu olumsuzlukların kötü bir yönetimin bahanesi olmayacağına inanıyorum.. Zaten adam olacak çocuk daha baştan kendini gösterir..
Kibar Hoca;  
Fakülte yönetimlerinin görüşünü almaktan imtina etmeyen, işi ehline bırakan, katılımcı ve demokratik bir yönetici kimliğini cebinden çıkarttı..
Birkaç örneğini vermek isterim..
Metronun üniversiteye kadar ulaşması noktasında ‘ben bilirim’cilik yerine fakültelerin görüşlerini almayı tercih etti.. Tüm rektörlüklere birer yazı göndererek bu konudaki görüşlerini talep etti.. Bu görüşler ışığında bir karar alacak.. Hem Adana’nın hem de üniversitenin menfaatine bir karar olacağından zerre kadar kuşku duymuyorum..
Ç. Ü’nün peyzajı ne berbat..
O da sağolsun Alper Akınoğlu’nun bir ölümsüz eseriydi(!).. Çalışanların başında bizzat durarak talimat verip üniversitenin peyzajını bir peyzajcı edasıyla gerçekleştirmişti.. Mustafa Kibar’sa, Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarisi bölümüne bir yazı yazarak bu konuda çalışma yapılmasını ve üniversiteye yakışır bir peyzaj oluşturulmasını istedi.. İşi ehline bırakma vakurluğunu gösterdi..
Ç. Ü Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi 64 milyon lira (eski parayla 64 trilyon lira) borç içinde.. Alper Akınoğlu son dört ay içerisinde çeşitli kalemlere 4 milyon lira (eski parayla 4 trilyon lira) ödeme yaparak hastane kasasında tek kuruş nakit para bırakmadı.. Nasıl olsa gidiyordu, artık gelen düşünsün, di mi.?
Kantinleriyle, büfeleriyle, kebapçısıyla, çay bahçeleriyle Çukurova Üniversitesi’ni ticarethaneye dönüştürme ustalığını gösterenlerin hastaneyi zarar ettirme beceriksizliği ne kadar çelişkili bir durum..
Hastaneyle ilgili tuhaf bir durumu da size anlatmak zorundayım.. Hatırladığım kadarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi, Alper Akınoğlu döneminde uzun süre bir Yardımcı Doçent’in başhekimliğinde yönetildi.. Başhekimliği kabul edecek Prof mu bulamadı, yoksa Alper Hoca kendisinin sözünden çıkmasın diye mi bu tasarrufta bulundu.?  Türkiye’de böyle bir uygulamanın bir başka örneği var mıdır, onu da bilemiyorum..
Sonra Sarıçam civarında oturanların ve üniversiteye işi düşenlerin adeta terbiye edildiği kasisler meselesi var.. Ç. Ü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar yakınmaları dikkate alarak üniversiteye gidiş yönündeki kasislerin tamamını kaldırttı.. Bildiğim kadarıyla bu konuda zaten üniversiteye bir yaptırım kararı vardı, ancak uygulanmıyordu..
Bu yıl Çukurova Üniversitesi’ne yaklaşık 10 bin öğrencinin kaydı yapıldı.. Oluşturulan sağlıklı ve akışkan bir sistem sayesinde hiçbir pürüz çıkmadan, çarçabuk kayıtlar tamamlandı..
Sözü uzatmadan..
Her rektörün kuşatıcıları olur.!
Etrafına etten duvar örüp Çukurova Üniversitesi gerçeğini göstermezler.. İsterler ki rektör  sözlerinden çıkmasın, o gücün gölgesinden nemalansınlar.. Her türlü göz boyama, yalakalık onlardadır.. Eğer buna kalkışanlar varsa, Kibar Hoca onlara itibar etmeyecektir, zira yönetimde kendi iradesini sergileyecek kadar dirayetli bir yönetici olarak biliyorum..
Umarım..
Çukurova Üniversitesi geçmişten kalan her türlü kirliliğinden arınmış, ticarethane olmaktan çıkıp bilim yuvasına dönüşmüş, eski şanlı günlerine kavuşmuş bir kurum olur..  Tabii ki öncelikle Adana’yla barışık olma ön koşuluyla..
Mustafa Kibar bunu başaracaktır.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder